Gökyüzü bir tuhaf bu cumartesi
Hiç şahit olmadığım bir görünüme bürünmüş
Hem her renk var hem de hiçbir renk yok içinde
Duygularım sıçramış olsa gerek bu dev tuvale de
Elim tutmaz, nasıl boyarım dedim koca gök kubbeyi
Feda oldu belki de gök kuşaklarının en güzeli
Sen renklerin üzerinde bir renksin, gökkuşağının bile kıskandığı
Sen semayı huzurla kaplayan mavisin, sarının saçlarında bakıra karıştığı
Sen cübbendeki utangaç kırmızısın, beyazın dişlerinde kahkaha attığı
Sen kocaman sarılan çınarın alacasısın, kahvenin dallarında yeşille barıştığı
Sen dostumun heyecanındaki turuncusun, pembenin simlerinde parladığı
Sen renklerin kara kanlı komutanısın, siyahın asaletini taşıyan gece karanlığı
En sevilenler, en can yakanlardır
Bin kere tartacaksın sözünü demeden
Çünkü ağzından çıktı mı bir defa,
Siler atar eskiye dair güzel ne varsa
Bazen tek bir yanlış kelimen,
Kırdığın kalbin çatlaklarından sızar damla damla
Ahımı akıttım bir boş şarap kadehinin içine
O eski masumiyetimin kanıyla doldu taştı
Gözyaşlarım nefretimle yaktı kavurdu çenemi
Parmak uçlarıma kadar karanlık kapladı bedenimi
Mademki uyandırdın içimde uyuyan devi
Bu gece vicdanım vahşete kurban gidecek
Masallara inanmazdım sözlerini duyana kadar
Sevdadan anlamazdım gözlerini görene kadar
Öyle yakınımda,
Öyle imkansızsın.
Keşkelerime meze ettim seni bu gece sevgilim
Kaç kadeh kırdım kim bilir yıllanmış sevdana
Devrilen her şişede biraz daha sarhoş ruhum
Her yudumda dudaklarımı boyamana keyifle göz yumdum
Güverteye düşen her damlada ışığın yankılandı
Sen öyle güzel parladın ki yıldızlar yanında sönük kaldı
Yaşanıp bitenler değil de yaşayamadıkları yakar en çok insanı
Yarım kalan ya da hiç başlayamadan sona ermiş olan hayaller
Gerçekleşmeyen onca plan; boşa giden haftalar, aylar, seneler...
Tükenen umutlarla azalır beklenen yarınlar da teker teker
Bir diğer gün, dün, bugün, hangi gün anlamadan geçer gider
Bir kucak zor sığacak dar bir delik
Karanlık, sessiz, soğuk, çok soğuk...
Kulağımda hiç bitmeyen bir çınlama
Allah’ım ne oldu, nasıl geldim buraya
Sıcacık yatağımda uyuyordum en son
Şimdiyse üzerimde kanlı, çıplak bir beton
Sıradan bir sevmek değil benim sana olan hislerim
Ne öylesine bir beğeni,
Ne gelip geçici bir aşk,
Ne de haz dolu bir tutku beni sana bağlayan.
Ben bir bağımlıyım
Her gün o huzur veren sesini duymaya,
Sıradan bir yenilgi değildi bu sefer
Hayat acımasızca silkeledi tüm şevkini
Bütün yapraklarını bir gecede dökürverdin
O koca heybetinden eser kalmadı haliyle
Seni izlerken umutlarım yavaşça tükendi
Ne ders çıkarılır artık,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!