Aşk bir şairin dizelerinde betimlemeler mi?
Yoksa abartılan bir heves mi?
Ya da damarımıza nakşedilen bir zehir mi?
Bence zehirleneceğimizi bile bile severiz.
Aşk, ölüm gibi mukadderattır
Geride bıraktık sevdayı
Üç kuruşluk dünyaya,
Vakit geçtikçe kararıyor suretin,
Parçalanıyor elimde ki lekeli fotoğrafın
Unutmak belki son bekleyiş
Bir yer var karanlığın ortasında,
Üşüyorum biçareyim,
Nedir sebebi anlayamıyorum?
Sensizlik mi yoksa sessizlik mi?
Yorgunum, üşüyorum
Yanımda olsan, ısıtsan beni
Karışık duygular,
Ve birçok bilinmeyen,
Bilinmeyen aşkı istiyor bu kalp,
İnsan en çok bilmediğine âşık olurmuş.
Hayata sitemli bir ruh daha,
Kırılmış aynalar ve çehrem,
Ben ve gölgem,
Yalnızlıkla sırtlanılmış hayat,
Kambur belim.
Gölgeler içinde olsam,
Esiyor gönlümde hasret rüzgarları,
Nereye baksam o yüz,
Her yerde kızıl saçları,
Bir çifte göz bakıyor gönlüme,
Ben baktıkça utanıyor sevdiğim,
Geceleri rüzgarla konuşurum
İçimde bir isyan, bir ateş yanar
Yeryüzü bir hapishane, gökyüzü ise hayat
Ve ben bir şairim; özgürlüğü, aşkı anlatan
Bir güneş gibi parlar umutlarım
Bazen kendimi bir çilindir olarak görürüm,
Açılmaz kapıları açan.
Bazen âşık olarak görürüm kendimi,
Sevdiğine kavuşamayan,
Aşkın kânunudur ya bu, Sevip de kavuşamamak.
Bazen tırtıl olarak görürüm kendimi,
Yokluğun gönlüme bir hançer,
Her an, her saniye canım acıyor,
Yüzün beliriyor gözlerimin önünde,
Sesin kulaklarımda çınlıyor.
Eskisi kadar değil belki,
Ama özlemin hâlâ içimde bir yerlerde,
Özlemiyorum değil de,
Özlediğimi belli etmiyorum,
Sevmiyorum değil de,
Sevdiğimi belli etmiyorum diyelim,
Gelmeyeceğini bile bile beklemek çok zor,
İki seçeneğim var önümde,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!