kaderime buyun eğerek gidiyorum.
Sahte dünyanın iki yüzlü insanları.
Size sesleniyorum!
Yüzüme gülüpte sevdiğimi benden ayıranlar.
Sizde iki avuç toprak olup çürüyeceksiniz.
Gidiyorum diye kızacaksın.
İnsanlar neyin aklına hareket ediyorlar.
Ölümü hiç mi hatırlamıyorlar.
Hiç mi ölümden korkmuyorlar.
Hayatta güvenerek yaşıyorlar.
Her yer insan avcısı...
Izdırap dolusu, ölüm korkusu.
Sakın düşme ellere...
Yanarsın düştüğün dillere.
Diz çökersin kaderinin dizine.
Ne olur kavuştur sevdiğime...
Gölgemin benden ayrılmaması gibiydi sevdiğim.
Sudan çıkarılmış balık gibiydi.
Nasıl oldun diye sorma,
Bilirsin halimi,yıkılan hayallerimi.
Gün güne eridiğimi, bile bile soruyorsun.
Acınacak duruma düşürüyorsun.
Sorma ne olursun...
Oysa çok alışmıştım sana.
Sabahın ilk saatiydi.
İçimdeki sıkıntı belliydi…
Boğazıma dayanmış bir bıçak gibiydi.
Gençliğime acıyorum,günlerime yanıyorum.
Hak etmediğim acılarla kıvranıyorum…
Yaranamıyorum bu topluma sanki.
Elbet bir gün pişman olacaksın.
Belki de durduk yerde,
Nedensiz ve en mutlu görünürken
Hatırladığında göz yaşlarına boğulacaksın.
Soğuk havada göz göze geldiğimiz,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!