sen yağdığında ben uzun yolculukların karanlık kuytusundayım
bahar kokulu gözlerinin eriyiğine kapılıp giden öykülerin ortasında
yalnızlıkta açar çiçeklerin tutkularına adanmış kelimelerim
bir ilkbahar içtenliğinde yürüdüğüm yolları bekleyen sessizliğim
sonra bir çölün ortasında konaklamış kervan olmak için sen varsın
kızılın kana bilenen sancısını çekmek içindir haydudun narası
kuşkulu bir sabah rüzgarı estiğinde dağın kıvrımlarından iner heybetin
kuşlar kanatlanır güneşin orta yerinde bir yamacın kâbuslarıyla bir
işte o an gelirsin, yüzünde kar beyazı aşkların gülümsemesi gibi
ellerinde zemzemin ateşine kanmış, ruhuna biraz daha yaklaşmış
dokunur zamanın izini süren izcinin şahitliği yüreğimize
yağ yine de
kokunla bahara benzer
aç özgürce
yürüsün evren
sesinde.
sen geldiğinde ben serin rüzgârların yalnız köşklerinde yürüyorum
tutunamadığım, tutamadığım özgürlüklerin karanlık kıvrımında
mevsimlerin en acıtıcı yanını yaşamaktayım bir başına
kaldırıma benzer renklerim, grinin siyaha çalan karmaşık görünümünde
ne fark eder varmış derin maviler istiridyenin uykusundaymış incinin zarafeti
tam bir yoksunluk halinde uçan kuşların raksı sarar gökyüzünü
öykülerin yalancı kahramanlarını ıslatan sinsice yağan yağmurlara
üşüdükçe toprağın dokunuşuna muhtaç, yaprağın isyankâr bakışlarına aç
sana yanmış ya da tutunmuş elleri bir somun ekmeğin lütfünde
gelmiş ve sarmışsın güneşimi, karmış fırtınaymış aldırmamışsın
eski kitapların sayfalarında dilin en acımasız halesinde kanmışsın bize.
anla yine de
kendinde yaprak yeşerir
at her şeyi
anlatsın herkes
sesinde.
sen sarıldığında güneşin teni değmiş tenime susmaz yürekte büyüyen sancı,
kadim masallara uyanır kaleme yüz veren güzelliğindeki acı,
dokunur puslu dağların kayalarında gülümsemenin kıyılarına ahengi ruhunun,
sisli yollara kurulur bir anlık mutlulukların tablaları,
anla işte, sana dair öyküler yazılsın diye tüm bu yürüyüşleri yolcuların,
yalnızlık sararmıymış sezgi severmiymiş içinde yol eden nehirleri,
ne çıkar yeşil maviye dönse mavi beyaza bilinmezde
bazı bir sesle yürür nefes bazı gönül süzüldükçe çeşmesinden.
gece ağlar mı yokluğunda gülün busesi sesine kanmadan.
yanmadan kendini kemiren aşkları sökmeden hatta doğmadan.
bazı bir ses gülümser ömrün tüm demini bazı gönül karanlık bir ömür.
kan yine de
ruhun beyaza döner
sığ içime
dünya dursun
sesinde
sen ağladığında bulutlara saklanmış sükûnet yağıyor şehrin griye dönmüş korkularına.
akasyaların ardında yeşilin benzi sararmış aşklarına değiyor hüzün.
uzaklarda bir köyün bacasında tütüyor içini dolduran bebeklerin gülümsemesi.
güneşin ritmi ulaştığında gün aşka dair öyküleri kadim efsanelere dönüştürüyor.
karanlık döndüğünde eskiler seni sözcüklerde söyleşiyor soğuk sıcağa yürüyor
derinde bir mercan sabrı mavinin içinde yudumluyor dalgalara yürüyen adımları.
inciniyor yüreği boydan boya gülümserken gizemli fırtınalar.
karanlığa neşter vuran yeşilin taze bahar yapraklarına verdim yağmuru.
karlı bir kış günü beyaza güz gülümsemesi bıraktım bir mevsim kalsın ellerinde tortusu.
kahkahalı özgürlükler besteledim yolları ayıran ince beyaz çizgilerin ayrımcılığına,
sözcükleri özgür bıraktım en yaşanabilir olanları ayırıp gözün tılsımından,
içimdeki suretlerde gölgelensin kâh gülüp kâh ağlasın düne dair ne varsa
yan yine de
dün bugüne kavuşur
bul kendini
şarkılar anlamlansın
sesinde
sen döndüğünde çiçekler havada esen aşkların tutkularını sarmalıyor utanmadan
şehir yanıyor kâbusların gölgesinde uyanan bir çocuğun gözyaşlarında sönmek için,
şehir uyanıyor kaldırımların üzerine sinmiş hayallerin suretlerini görmek için,
sonra sen uzanmış oluyorsun kehribar bakışlarınla,
yasemin kokulu rayihanla ve hepsinden bir fazla bugün yaşadığın,
hepsini yeniden kurgulayacak gözlerindeki rengin matemini,
sonra aç işte baharın mahmurluğunda bir sabah, sisli sahnemde davetkâr ve sevecen,
günü gülücüklerde ağırlıyor sensiz başlamasın anlam karışmasın eski sezgilere
yıldız kuşatması bedenim, güzün önünde bir yaprak gibi savuruyor geceyi,
ritim usulca büyüyor şarkınızda, ağaca kök oluyor yapraklanıyor ilkbahar suskunluğunda, sonra sanki hiçbir şey yokmuş, yokluğunu anımsamışım özlemişim kısacası
gel yine de
tut ellerimden bir sabah
ve gitme
evren aydınlansın
gülümsemende.
Kayıt Tarihi : 22.1.2010 15:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Latif Memiş](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/01/22/yasemin-kokar-ozlemler.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!