12.05.1980 (BURSA) Sıcak bir ilkbahar günü gece saat 3.00 sıraları anneler günü haftasında bir cenin anne adayına en güzel hediyeyi vermek için onu kan ter içinde bıraktığı sular..ebe yorgun anne harap doğmakla doğmamak arasında kalan ben bitap...sonunda pes ediyor ve yaşama merhaba diyorum.ben doğarken ağlayanlardan değil ağlatanlardan oluyorum çünkü annem tam 7 ay sırt üstü kıpırdamadan yatmış bana sahip olabilmek için 4 sene süren tedavilerden sonra en güzel hediye olmuşum elline verilen..Manken gibi kadıncağız yatmaktan şişmiş allahtan sabırsız ben erken doğmuşumda kadın obezite olmaktan kurtulmuş :) çok akıllı olduğum söylenemez o yıllarda erken konuşup erken koşturanlardanım (öyle yaramazmışımki bıcırık halimle koşmaya başladığım yetmiyor tüm mahalleyi peşimden koşturuyormuşum düşünün artık nasıl bir çoçuk olduğumu :) inatçılığım ve gamzelerim birde ışıl ışıl parıldayan gözlerim en belirgin özelliklerimmiş.İlkokul yıllarımı yıldızlı pekiyilerle bitirmiş olup ortaokul çağlarında başarılarıma uzak doğu sporları ile renklendirmiş, erkeklerin korkulu rüyası olmuştum.Erkek fatma olarak nam salmış lise yıllarının sonuna doğru genç kız psikolojisine girebilmiştim.Tiyatro en büyük hobimdi özellikle kendi kendime yazıp oynadığım oyunlar çok beğenilir di arkadaşlarım tarafından..Şiir hayatıma çok küçük yaşlarda merhaba dedi lise çağlarından beride hala başladığım kitabı bitirmeye çalışıyorum..Üniversite yıllarım çok çabuk geçti okul birincisi olacak kadar zeki son sınıfta terk edecek kadar da aptal olmayı başaranlardanım..
Şimdi ise sen kimsin desem...
´Sen kimsin´ bu soruya kendimizle ilgili cevap vermek ne kadar da zor. neyse klasik sözlerle anlatmak istemem beni. 26 yaşında ve çevresindeki yaşanan herşeye duyarlı çok hassas,duygusal ve bir okadarda sevgi dolu bir insanım. Bu dünyanın insanı olmak için biraz katı olmak gereksede bu bana hiç uğramamış ve hala hamurum yumuşacık kalmıştır. İnsanları çok iyi anlama yeteneğine sahipken beni dinleyecek ve anlayacak bir dosta rastlamadım. Şiir ve kitap yazıyorum,tiyatrocuyum,nerden geldiği belli olmayan ilginç espirilerimle gülümsetemediğim insan olmadı bu güne kadar.Hayatta en sevdiğim olay insanları mutlu görmek.Tiyatrocuyum.8 sene uzak doğu sporlarıyla ilgilendim. (Taekwando,king box,tay box,ful contact vs..) Yemek yemeyi özlediğim için spor hayatıma 4 yıldır ara vermiş durumdayım ve çok pişmanım...obozite olma yolunda ilerliyorum.. :) İnsanların dış görünüşünün paket olduğunu düşünür asıl hediyenin içte olduğuna inanırım..Çok zekiyimdir her şeyi çözdümde bu yaşamı bir türlü anlayamadım..Ne kadar iyiysen okadar kötü..İnsanlara güvenme deselerde ben güvenilir olduğuna inandığım canların peşindeyim..Ölmedik ya son nefese kadar insan umudunu kaybetmemeli...Sıcacık dostluklar bir yerlerde beni bekliyor :) Yalandan,riyadan nefret ederim neysem oyumdur..Ben benim...Sözün özü Sade ve sadece insanım.
-
Şair; Ağaç dipleri ve sahil kenarlarında huzur bulan biridir...Hala lunaparklar ve salıncaklar favorileri arasındadır.Birde şu akülü arabalar için standartölçüleri aşmasaydım iyi olacaktı :) diye hayıflanır durur
-
Sürekli tebessüm eden bir o vardır.Başkalarının mutluluğunu kendi mutluluğundan çok önemseyen insanlar gülücükler saçsın diye canını verecek olan,aptallıkta olsa insanlara hala güvenen,sevginin sınırını bilmeyen dostlukta yada aşkta bir o vardır...
-
son zamanlarda esrarengiz olaylar diye bir kitap okuyom ışık kümelerinden bahsediyorlar öte taraf için valla ben bu dünyayı istiyorum fazla ışık gözümü alıyor güneş gözlüğü takma gibi lüksümde olmayacağına göre oralarda kalsın... :)
-
Şair evlidir ve 2 yaşında canavar gibi bir erkek çoçuğuna sahiptir..oğlu eren tıpkı annesine benzemiş babasına birlik olup dünyayı dar etmişlerdir :)
-
Şair aslen artvinli olup eşi sivaslıdır..İlk soyadı mert iken evlenince birbudak ailesinin fertlerinden biri olmuştur..
Eserleri
ANNEME ANNELERE HİTABEN (Ktabın ön sözü)
İlk sayfasında şu satırlar yazıyor...
“yaşadığım sürece;
ne bir ayrıcalık nede günahtım
yeterli yada kusursuz değildim
ancak yine de
bir insandım....”
kitabın adı:yüreğimin yıllar sonraki seslenişi
yazar:gizemin ardındaki(insan kendi hayatını dürüstçe yazdığı zaman ailesini yada sevdiklerini kıramamak için rumuz kullanmak durumunda kalıyor yoksa bu rumuz cesaretsizliğimin göstergesi değil.)
birde şiirim var girişte beni anlatan.
.........
Bir çok isim yakıştırıldı duygularıma
Anlayan olmadı oysa
Teselli yoktu acılarıma
Çiçekler yerine sevgiler ektim
Bembeyaz saksılara
Evreni kucakladım doyasıya
Ayrım olmadı dünyamda
Gönül dolusu değer verdim insanlara
Tebessümdü karşılık acılarıma
Saklı yaşadım onları gözyaşlarıyla
Mahsun bir tarafım oldu daima
Gülücükler saçsam da etrafıma
Ağlayan ve kanaması durmayan bir yara
Taşıdım yüreğimde amansızca
Yüreğimin yıllar sonraki seslenişini
Değil insanlara
Aktardım sayfalara
Sevgilerim zamansızca
Ayrılıklarım benden ayrı
Yıkılışlarım bir anda
Dalgın bakışlarım yüreğimdeki sırda saklı
Yaşamım bana kaldı
Paylaşan olmadı olamadı
OCAK 98 / MERSİN
VE İŞTE BAŞLIYORUZ....
ANNEM’E
Ø YAŞAMIN DEĞİŞEN RENKLERİ
Bir kitap yazdım anne. yaşamımı anlatıyorum.25 yaşındayım ve anlatacak o kadar çok şeyim var ki susmak bilindiği kadar mutluluk vermiyor bana.işte içimdeki ışığı yakıyorum.kimsenin alamadığı söndüremediği ışığımı. geç kalmış yüreğim herkese herşeye seslenişini başlatıyor.öfkem olmadı benim hiç bilirsin eksikliğini hissetmedim değil.ne zamana kadar anne gençler harcanacak,neden yüreğimdeki sevgiyi kaybedeyim. evet herşeyimi aldılar belki ama kin duymuyorum.insanları alabildiğine seviyorum ve seveceğim. Bu kitapta yazdıklarımdan sonra beni affetmeyecek belki de utançla anacaksın. büyüklüğün nerde anne. bu küçücük yürek senden hiçbir zaman utanmadı ve seni çoktan affetti. Bana bir yaşam verdin canından can kattın sonsuz teşekkürler sana keşke yaşamı ve yaşamayı da öğretseydin anne. Anlatmalıyım anne. bilsinler istiyorum,bilmedikleri bir yaşamın var olduğunu,siyahı beyaz gösteremem yaşam bu demeliyim. Anlamsız olup bitenler.kırgınım anne sana bile. Beni kandırdın. Dürüst olmamı isterdin ya her zaman ben dürüst oldum hemde olabildiğine sense yalan söyledin neden anne? yaşam güzeldi hani insanlar içten yalan.binbir maske takan insanlar.merhabadan,sevgiden kaçan,yüreklerini açmayanlar.bu balo ne zaman bitecek.sonsuzluk...istemiyorum boş mutlulukları.neler oluyor anne. nedenler,niçinler,kaybolan değerler,biten sevgiler,katiller,caniler,tecavüzcüler,delirenler,yaşamına son verenler,gülmeyi unutan çehreler....böyel bir yaşamın kucağına neden bıraktın beni..nereden bilebilirdin ki eskideki komşun ayşe teyzenin ayşe hanım olacağını o güzelliklerin samimiyetinin yerini resmiyetlerin alacağını,hele hele gençlerin yaşamlarını nasıl harcanacağını sen bunları düşünerek doğurmadın ki beni. Üstüme geldiler iyiyim diye. Değişmek istemediğim gibi değiştirmekte istemedim kimseyi.ben benim anne neden anlamadılar.iyimiyim kime ne.ben bile diyemiyorum.kendim oldukça acıçekiyorum.topluma aykırıymışım
İyi niyetin sonu mutsuzlukmuş.temiz toplum bumuydu.nasıl bir yaşam verdiler bize arıtmam imkansız.
Benden sonraki nesillere,kardeşlerime vede..böylesi bi yaşam vermektense yaşamamayı tercih ettim.(kitabın bitiminde intihar edecektim de şimdi öyle değil tabii saçma bir fikirmiş.)
Yanlışları öğrenmekten doğrulara vakit kalmıyor.her yerde tehlike acı..mutluluk ne kadar hızlı koşuyor yetişemiyorum.oysa start bile verilmemişti.mutsuzlukla bitirmek istemiyorum bu koşuyu.anne.küçücük bir umut çıksın istiyorum karşıma nokta kadar.ben bu yaşamı anlayamadım.güvenme,sevme,iyi olam,içtenlik yok,gülümseme....var olan ne kaldı.boş bir varlık mı? yüreğimiz soğudu.ısıtıcıyamı koysak.ısınırmı ki?
Ne çok şey istediler bizden...doğ,büyü,mücadele et,savaş,evrelerini yaşa,ver...ama hep ver hiç alma.
Peki bize ne verdiler? sonu olmayan boşluklar,tedavisi olamayan yaralar,altından kalkamayacağımız yaşamlar,sözün özü hiç.tüm bu olup bitenler ve yaşananlardan ötürü benden sonraki nesillere iki cümle söylemek istiyorum.gelmeyin bu dünyaya çıkın bu balodan.maskeler hep aynı hiç palyanço
Yok...seni seviyorum anne her zamanda seveceğim.seni suçlamak için değil sadece anlatmak isteyipte anlatamadıkları mı yazdım sana ve tüm annelere...beni sevdiğini ve her an yanımda olduğunu biliyorum.yılın değil her anımın annesine ve annelerine.......
-
yağmur yağıyor ince ince
ıslanırken buluyorum kendimi
ayaklarım dışarıya sürükleyince
hafif bir ürperti yüreğimde
damlalar değilde
sen giriyorsun hücrelerime
alıyorsun kendimden beni
gözlerim takılıyor
etrafımdaki koşuşturanlara
kimi ekmek kolunda
evine yol almış
kimi ıslanmamak adına
bir kuytuya saklanmış
kimi aceleci kimi neşeli
çoğuda benim gibi..
çık artık hücrelerimden
eritiyorsun beni
yüreğim yanıyor
göz yaşlarım yağmurla buluşuyor
ayaklarım duruluyor
senin hayalini görünce
gökyüzü gibi ağlıyordu delice
üşüyordu herşey aleni
dudakları bir şey fısıldıyordu sessizce
doğruldum buluştu gözlerimiz
severek ayrılıyorum
seni sevmekten ölüyorum.....
bu ses gökyüzüne karışırken
yüreğim acıya alışırken
sensizliği kabullenemiyor isyan ediyorum
sen fısıldadın ben haykırıyorum
seni seviyorum ve bende ölüyorum...
gökyüzü gürlüyor
iki yüreği arasına alırken
iki seven ölüyor
insanlar yağmurdan kaçarken....
19.10.05
yasemin birbudak
-
Mutsuzluk denizinde batmak üzereyken
Bir çift ceylan göz tuttu ellerimden
Umut oldu, yakamoz oldu karanlık sularda
Şarap tadında kokusu yağmur oldu
Yağdı yüreğimin ortasına..
Aşkın sıcaklığı ısıttı yüreğimi
Yalnızlık gitmiş sevgi ele geçirmişti hücrelerimi
Mutluluk varmış diye başlar oldu masallar
Bir bir iyileşmeye başladı kalbimdeki yaralar
Rüzgârla dans ederken fısıldardı sevdiğini
Sıcacıktı öpüşü dudaklarım erirdi
Ah hele o gözleri hiç çıkmazdı zihnimden
Karanlık sokaklarda çocuk gibi kaçarken
Ardım sıra bir ses kulaklarımda -kaçıyorsun...
Kaçmıyordum oysa kovalasın istiyordum
Gücü yoktu korkuyordu
Asıl ben değil o kaçıyordu..
Onu görmek, sesini duymak
Şiirlerle, aşk şarkılarıyla uyumak
Suskun dilim istiyordu sadece konuşmak
Bedenim, zihnim tüm hücrelerim istiyordu
Sadece ve sadece onun olmak..
Nefes almak onsuz acıtıyordu canımı
Gözlerim hep ağlamak istiyordu Mutluluktan
Hayali gitmek bilmiyordu yanımdan
Yanımdayken bile özlüyordum
Tamamlamıştı diğer yarımı
Aşk bu olmalıydı..
Biz kimi yerde masal dedik
Kiminde rüya koyduk adını
……..
2.Perde
(Sonra ne mi oldu)
“Yanıldığını anlarsın” dedim defalarca
Sen benim bir tanemsin dedi inatla
Ben geç kalmışım hayata
Vazgeç dedim yolun başında
Hayır dedi gözlerini kısarak sevgi ve şefkatle
Dünya döndü o zaman hayale
İnandım olabildiğine sarıldım ceylan gözlüme
İlk defa seviliyordum böylesine içten ve alabildiğine
Kaçmıyordum artık sarıldıkça tek bir yürek oluyorduk
Ellerine ve gözlerine doyamıyordum
Sesini duymadan yapamıyor
Onsuz geçen yılları yaşamamış sanıyordum.
………
3. Perde
(Sona yaklaşıyoruz.)
Yine karanlık sokaklarda buluştuk
Son kez dudaklarımıza buseler kondurduk
Ateş böceğim bir tarafa ben bir tarafa
Yaşamın içine yola koyulduk
Hissediyordum arkamdan gidişimi izliyordu
Belki… Gitmemi istemiyordu
Benimse gözyaşlarım sel oluyordu
Gecenin karanlığıyla buluşuyordu.
Gitme diyemedi, beklide yanılmıştı
Bu gerçekten bir rüyaydı
Ben uyanmak istemiyordum
Her zamanki gibi kazanan hayattı
Geç kalmıştım mutluluğa
Çoktan start almıştı
Ben dönülmez acılara
O yeni bir hayata yol aldık
Ayrı dünyalarda
Yüreğimiz sonsuza kadar birbirimizin olsada..
Hayat son perdeyi böyle oynadı bana
Haddini bilmemek bu olsa
Oysa bir umuttu o yaşamak için bana,
Hayata yeniden sarılmak adına
Aşk engel tanımazdı ya
Biz yenildik yaşama..
…….
4.Perde
(Beni mi soruyorsunuz)
Umut yine oyuncak kaldı yanı başımda
Bir an canlanacak sanmıştım oysa
Anladım ki mutluluk çok uzak bana
Kitabı bitirsem mi acaba..
Güçlü ol unut dedi
Bir kez sevmiştim ölümüne bilmiyordu ki
Ben sustum konuşan gözlerimdi
Şu son sözleri haykırıyordu
“Ayrı düşen bedenler içinde kalsakta
Ölümsüz sevdamı taşıyacağım sonsuza”
………………………………….
Bu dünyada kavuşamadım aşkıma
Varsa başka bir dünya
Gerçek olacak bu rüya..
Hayat bu son oyunun olsun bana…
05.04.06
yasemin birbudak
-
Ah bu kapalı havalar...
Bana ayrılık saatini hatırlatıyor
Gökyüzü ağladı ağlayacak
Boğazda düğümlü hıçkırıklar
Göz pınarlarında yağmurla buluşmaya hazır damlalar...
Bu kaçıncı sensiz uyandığım gün
Nasıl bir ızdırap hançer gibi bağrımda
Bu can sensiz çorak topraklarda
Harap,bitap vede çok üzgün....
Gitmek bilmiyor hayalin rüyalarımdan
Tadı eksilmiyor buselerinin dudaklarımdan
Hele o eşsiz kokun çıkmıyor üzerimden..
Ya sen..ayrılmıyorsun ruhumdan..
Nasıl vazgeçecek bu can senden,
Son nefesi vermeden...
Ne zor severken ayrı kalmak
Yaşama sarılıp seni bırakmak
Ayrı hayatlarda aynı ruhlarda çiçek açmak
Keşke ardın sıra canlar olmasada
Sevgine sarılıp sensizlikte boğulmak
zorunda kalmasaydım..sensiz yaşamasaydım,nefes almasaydım...
........SANIRIM TEK ÇARE UNUTMUŞ ROLÜ YAPMAK........
yasemin bir budak 20.04.2006 saat:11:53/ mersin
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!