En çok neye bozuluyorum biliyor musun?
Zamansız gelişine zamansız gidişine,
Gökten düşen üç elma gibiydin gelişinde
Huzur,mutluluk,sevgi.
Güzele dair ne varsa sendeydi
Hani bir de mevsim kış olmasa
Güneş tependeyse hala
Kırıştırıp,büzüştürdüyse yüzünü ziya
Ay gecene yoldaşsa hala
Elinde binbir yaseminin kokusu
Teninde hayatın dokusu
Büyülü bir fenerse beyaz çakıllar yoluna
Küçük bir kar tanesi titremeye görsün ayazda
Nasıl da solgunsun nasıl da elemli
Giden gitmiş midir çoktan bütün gemileri yakıp
Dönmemecesine..
Düşünmemecesine..
Ağlar mısın temmuz soğuyu yemiş şeftali misali
Turkuaz olmamalı belki de gökyüzü
Rüzgar da alabildiğine hırçın
Deniz öfkeli vurmamalı belki de kıyıya
Papatyada sarıya çalmamalı ortadan
Kiraz kırmızıya boyanmamalı baştan aşağı
Hani insan kırılırmış ya
Çatırdarmış gönül evi
Darmadağın bir sürü anı çıkagelirmiş
Toplamakla da çıkamazmış başa
Alıp da başını gitmek istermiş
GEREK
Güneşin ufukta göründüğü bir anda
Geçmişin paslı sayfalarından soyutlanmak gerek
Bir nefeste,bir solukta
Her şeye yeniden başlamak gerek
Derin kapkara bir akşam
Çalan saat
Uyuyan insan
Etraf çeşit çeşit
Sürüden kopanlar
Sürüye dönenler
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!