Yabana atılmış bir buket değil,
Güller arasında bir top yasemen.
Başlar ki yüce dağ.
Başlar heybetli.
Gölgelerde çift kumrular beslenir.
Havada mistik bir rayiha savrulur.
Geçsem geçsem yanından geçerim.
Oysa bulut olmak isterim,
Yeşile umut olmak…
Varlığımda rahmet,
Yokluğumda ışık sunmak…
Kendimi bir gün göklerde,
Bir gün damarlarında bulmak…
Bu bahçede sen sefirsin,
Ben sefilim, neylesem?
…
Bahçemanı asla dokundurmam!
Bir de kuşkonmazlığına sığınırım.
Kuytu kalmışlığımda en yücesi olurum insanlığın. Küçülürüm kalabalıklarda.
Menfi duygularında kalpazanların,
Mahkûm olmuşluklarım vardır.
İnsanlıkla beraber yok oluruz savaşlarda.
Bir de mecnun olurum lütfuna erişince.
Bu şehirde sen ehilsin,
Ben cahilim, neylesem?
…
Birleştirebilmek vardı bütün ikilemleri,
Eşyanın tabiatıyla insanı…
Yıkıp bütün depremleri yeniden,
Yeniden yapılandırmak…
Mısır’ı, Şam’ı, Bağdat’ı…
Ve sarabilmek o incecik belini…
Bütün yaralarını sarmak dünyanın…
Bu âlemde sen denizsin.
Ben nehirim…
Geçip geçip de tüm kuraklardan,
Kıtlıklardan,
Zıtlıklardan,
Muharebelerden, sana uzandım…
03.03.2004
Selim ErdoğanKayıt Tarihi : 27.3.2017 15:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!