Yaşayabilme İhtimali Şiiri - Yorumlar

Yılmaz Erdoğan
68

ŞİİR


718

TAKİPÇİ

Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..

Tamamını Oku
  • Ömer Taşoğlu
    Ömer Taşoğlu 08.01.2008 - 16:49

    şiirin büyüsü...

    Cevap Yaz
  • Ayşe Gerkmen
    Ayşe Gerkmen 08.01.2008 - 16:21

    Bu şiiri lise yıllarımda Yedi Karanfil albümlerinin birinde müthiş bir fon müziğiyle dinlemiştim Yılmaz ERDOĞAN'dan. Dinlemiş ve ne ağlamıştık karşılıksız aşk yaşadığımız nice insanlara ithaf ederek. Nasıl duygu yüklü bir şiir. O günler geliverdi gözümün önüne aniden. O günlere, yaşadığım acılara...selam olsun

    Cevap Yaz
  • Sokak Çocuğu
    Sokak Çocuğu 08.01.2008 - 14:16

    cümlelerin efendisi....

    Cevap Yaz
  • İbrahim Necati Günay
    İbrahim Necati Günay 08.01.2008 - 12:12

    Üstadın harika bir eseri köşeyi süslemiş.
    O her alanda başarılı.Saygılarımı iletirken, kıymetli baldızına yazdığım bir eserimide köşede paylaşmak istiyorum.

    ..''Star Star Gülben Ergen

    Sen gelince aramıza,
    Merhem oldun yaramıza,
    Diken dolu yolumuzda,
    Şifa oldun canımızda,
    Gülben Ergen yanımızda,
    Şarkıları çalar sazımızda,

    Star star söylüyorsun,
    Tatlı tatlı gülüyorsun,
    Hep 12'den vuruyorsun,
    Kliplerde uçuyorsun,
    Sinsi sinsi gülüyorsun,
    Yıllardır zirvede duruyorsun.

    Dr İbrahim Necati Günay


    Cevap Yaz
  • Mehmet Demirkapı
    Mehmet Demirkapı 08.01.2008 - 12:06

    Hani anlatılan 'hal' vardır...
    Yani yaşanılan anlardan yana
    Bir yürek çarpması vardır,hep geçirilen ama yazılamayan.....
    İşte anları yüreklere bağlayan dizeler...
    Sevmenin olmadığı bir diyar yok...Vermekten başka,yani almadan sevmekten başka ne yapılır ki....
    Selam ve dua ile..
    www.sevdaninsiiri.com

    Cevap Yaz
  • Yıldırım Uzun
    Yıldırım Uzun 08.01.2008 - 10:01

    Yorum yazmaya gerek yok sanırım...Son yılların en güzel en anlamlı şiiriydi.

    Cevap Yaz
  • Ayşe Dağlıoğlu
    Ayşe Dağlıoğlu 08.01.2008 - 09:34

    ihtimaller üzerine yaratılan kıskaçlı imkanı boğabiliyorsak kendimizden;şehir şehir hangi iklim koksa da bedenimiz,işte o zaman yeniden keşfedilir 'söz' ve düş'ün,şair ki 'kalemini kırabilen'dir bu yerde...senin gibi şair kırılabilen ihtimali dahi elinde tutabilmeyi başarandir sevgili Yılmaz...sevgilerle

    Cevap Yaz
  • İbrahim Çelikli
    İbrahim Çelikli 08.01.2008 - 04:57

    şiir bu
    kaç gündür dilimde bir kaç satırı
    soğuk ve şehirlerarası otobüslerde
    vazgeçtim çocuk olmaktan

    bir çocuk daha ne ister
    adam yerine koyulmaktan
    hangimiz geçmedik bu yollardan

    sağolasın sayın Yılmaz Erdoğan
    elbette tam puan

    İbrahim Çelikli

    Cevap Yaz
  • Mnecmi Ergüç
    Mnecmi Ergüç 04.10.2007 - 12:39




    Yaşayabilme İhtimali

    Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
    Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
    Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
    İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
    Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
    özlemeye başladım herkesi...
    Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
    Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
    Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
    Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
    solculuk oynamaya başladık..
    Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
    Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
    Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
    Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
    Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
    Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
    Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
    Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
    Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
    Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
    Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
    Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
    Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
    Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
    Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
    Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
    Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
    Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

    Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

    Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
    Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
    Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
    Muş ovasının yalancı maviliğini
    Otobüs oluyordum bir süre
    Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
    Otobüs oluyordum
    Bir ülkeden bir iç ülkeye
    Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
    Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
    Korkuyordum
    Sonra iniyordum otobüsten
    Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
    ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
    ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
    Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
    Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
    Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
    Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
    Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
    bir yol üstü lokantasında
    Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
    Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
    Ben seninle herhangi bir insan elinin
    terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

    Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!

    Yılmaz Erdoğan



    Cevap Yaz
  • Mnecmi Ergüç
    Mnecmi Ergüç 04.10.2007 - 12:39




    Yaşayabilme İhtimali

    Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
    Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
    Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
    İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
    Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
    özlemeye başladım herkesi...
    Ve bu hasret öyle uzun sürdü ki, adam gibi hasretleri özlemeye başladım sonra..
    Bizim Kemalettin Tuğcu'larımız vardı...
    Bir de camların buğusuna yazı yazma imkanı...
    Yumurta kokan arkadaşlarla paylaşılan kahverengi sıralarda,
    solculuk oynamaya başladık..
    Ben doktor oluyordum sen hemşire, geri kalanlar kontrgerilla...
    Kırmızı boyalarla umut ikliminde harfler yazılıyordu pütürlü duvarlara ve
    Türk Dil Kurumu'na inat bir Türkçeyle...
    Ağbilerimizden öğrendik, S harfinden orak çekiç figürleri türetmeyi..
    Ankara'ya usul usul karbonmonoksit yağıyordu.
    Ve kapalı mekanlarda sevişmeyi öneriyordu haber bültenleri.
    Oysa Ankara'da hiç sevişmedim ben.
    Disiplin kurulunda tartışılan aşkım olmadı benim..
    Sınıfça gidilen pikniklerde kıçımıza batan platonik dikenleri saymazsak..
    Ankara'ya usul usul kurşun yağıyordu..
    Ve belli bir saatten sonra sokağa çıkmamayı öneriyordu haber bültenleri.
    Oysa hiç kurşun yaram olmadı benim
    Ve hiç bir mahkeme tutanağında geçmedi adım
    Çatışmaların ortasında sevimli bir çocuk yüzüydüm sadece
    Sana şiirler biriktiriyordum fen bilgisi defterimde, ama sen yoktun
    Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum, suni teneffüs saatlerinde
    Okul servisi seni hep zamansız, amansızca bir lojman griliğine götürüyordu
    Ben, senin benimle Tunalı Hilmi Caddesi'ne gelebilme ihtimalini seviyordum.

    Ben, senin beni sevebilme ihtimalini seviyordum.

    Yaz sıcağı toprağa çekiyor da tenimin çatlamaya hazır gevrekliğini
    Sonra otobüs oluyordum, kırık yarık yolların çare bilmez sürgünü
    Ne yana baksam dağ ve deniz sanıyordum
    Muş ovasının yalancı maviliğini
    Otobüs oluyordum bir süre
    Yanımızdan geçen kara trenlerle yarışıyordum, yanağım otobüs camının garantisinde
    Otobüs oluyordum
    Bir ülkeden bir iç ülkeye
    Çocukluğuma yaklaştıkça büyüyordum.
    Zap suyunun sesini başına koyuyordum şarkılarımın listesinin
    Korkuyordum
    Sonra iniyordum otobüsten
    Çarşıdan bizim eve giden, ömrümün en uzun,
    ömrümün en kısa, ömrümün en çocuk,
    ömrümün en ihtiyar yolunu koşuyordum.
    Çünkü sonunda annem oluyordum, babam kokuyordum sonunda..
    Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
    Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam
    Ben seninle bir gün Van'daki bir kahvaltı salonunda
    Ben seninle sadece bilmek zorunda kalanların bildiği
    bir yol üstü lokantasında
    Ben seninle, Ağrı dağına mistik ve demli bir çay kıvamında bakan
    Doğubeyazıt'ın herhangi bir toprak damında
    Ben seninle herhangi bir insan elinin
    terli coğrafyasında olma ihtimalini sevdim

    Ben senin, beni sevebilme ihtimalini sevdim!

    Yılmaz Erdoğan



    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 87 tane yorum bulunmakta