Ah İstanbul! Bırakmayacaktım seni bir otogar köşesinde,
Başımı yaslayıp bir otobüs camına ağlamayacaktım.
Ama sen de dağıtmayacaktın saçlarımı bir vapur iskelesinde
Tuzlu suyu vurmayacaktın bir vapurun metal yalnızlığına
Martıları koymayacaktın güneşin önüne
Ayak bastırmayacaktın Kadıköy'üne, Beşiktaş'ına, Eminönü'ne.
... ve nihayet gelip çattı
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi
Devamını Oku
Bir dilimi zehir zıkkım
Bir dilimi candan tatlı
Masallarla indi yere
Sebil oldu cümle hikâyelere
Kara kara kazanlarda kaynadi