boylu boyunca serilmiş
altın sarısı eriklerini emziriyordu / hala
öperek yapraklarını / uzandım bir yılan gibi
kökü hala toprağın yüreğindeydi
tufandı onu yere seren / usulca fısıldadı
eriklerini yemeye durdum
bir başka tad idi içime akan
okşadım gövdesini
memesinden kopup düşenler yere
ağlıyorlardı sanki
hani gücüm yetse kaldıracaktım ayağa
Herkül olmayı en çok istediğim andı
tadı ağzımda vedalaştık
bir kaç adım atmıştım ki
koca bir mıh olup çakıldım / olduğum yere
yavru bir serçe
dibindeydi ayağımın
ürküp kaçtı öteye
bir taş oyuğundan sesi aktı annesinin
yukarıda çok yukarıdaydı
kanadım olsa taşıyabilirdim oraya
ama yoktu kanadım
binince üst üste iki görüntü
Küçük Ayasofya Kilisesi'nin ardındaki o gizemli yerde
sevdamızı düşündüm
yaşatacaktım
yıkılsa da bir ağaç gibi tufanda
düşse de bir yavru kuş gibi yuvasından
Kayıt Tarihi : 11.12.2006 11:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Küçük Ayasofya Kilisesi Kırklareli'nin Vize ilçesindedir.Arka bahçesinde rüzgardan yıkılmış güzel mi güzel her yanı erik dolu bir ağaç ve ardından kilisenin taş duvarında bulunan bir oyuntudaki yuvasından yere düşmüş ve annesi çığlık atan, o yavru kuş ile karşılaşmamın ardından......
![Cumhur Turan](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/11/yasatacaktim.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!