Yaşarken Ölmemek için Savaş

(her nefes bir isyandır sessizliğe karşı)
...
Savaşmak,
Savaşmak,
Savaşmak...
Yorulmak ve diz çökmek,
Ardından doğan ve doğacak
Yeni her savaşa rağmen,
Öncekilerle biriktirip hepsiyle;
Savaşmak, savaşmak
Ve yine savaşmak.

Yorulduğun vakit göğe baktığın yüzün yansımasında savaşmak;
Tükendiğin vakit, ellerini yüzüne götürdüğünde gördüğün karanlıkta savaşmak;
Oturduğun vakit, sandalyenin gıcırtısında savaşmak;
Nefes alış sesini dinlerken, saatin tıkırtısıyla savaşmak.

Kör gecede yere çarpan ay ışığı ile savaşmak,
Sabah güneş doğarken göğün alaca mavisiyle savaşmak,
Esen rüzgârın, tüm bedenini titretmesi ile savaşmak,
Kuşların ve ağaçların hışırtıları arasında, kimsesiz tek başına savaşmak.

Önce süt için savaşmak, sonra aş için savaşmak;
Büyüyüp iş için savaşmak, akşamında ekmek için savaşmak;
Geçmişten kurtulmak için savaşırken,
Geleceğinin gelmesiyle savaşmak.

Karanlıkta sessizlikle savaşmak,
Aydınlıkta gürültü ile savaşmak;
Yaşamak için savaşmak,
Savaşmak için yaşamak.
"Hayattayım!" diye haykırmak,
Her haykırışta gıdım gıdım yok olmak.

Bir odun, bir kömür ve bir ateş;
Bir tutam kül geride, bir gül mezarda.
Toprak için savaşmak,
Öldüğün gün bile günahların için savaşmak;
Cennetin kapısında durmak için savaşmak.

Yaşamak için savaşmak,
Savaşmak için yaşamak,
Her şey için savaşırken,
Ölmek için savaşmak.