şu da bir gerçek ki;
bazıları yaşadığı hayata hükmetmek ister, kimisi kölesi olur.
fakat şu var ki biz hükmedeyiz, hükmedici değiliz.
yaşayacağımız ailemizi, adımızı, yaşadığımız evi, zenginliği, fakirliği, altımıza bineceğimiz arabayı ve bunun gibi milyonvari şeyler.
sebepler sonucu buradayız.
bilemiyorum.
şu soru bana sorulsaydı, yaratılırken.
"dünyaya gelmek ister misin?" şüphesiz hayır derdim.
insanlığın suçu ve yükü ağırdır.
ve buna inanmamak bunu reddetmek kâf dağında budanın her akşam kader ayetleri okumasına inanmak kadar saçmadır.
etrafa bakıp ailesine, adına, evine, neden daha çok zengin değilim kibrit kutusu kibrine, fakirliğine gem vurup çareyi kaçıp gitmekte bulmak karılıktan başka bir şey değildir.
çareyi alkolde bulmak korkaklıktan başka bir şey değildir.
çareyi maddeye bırakmak üstteki ikinci şıktır.
çareyi kendini darağacında meyve olarak görmek en büyük çaresizliktir.
umut moruk umut o kadar elle tutulacak bir şey değil belki ama yitirilecek bir şeyde değil.
nihayetinde her akşam sokaklarda geziyorsak, o sokaklarda kimseye eyvallahımız yoksa bu da bizim adamlığımızdır.
hiç mi müdahale edemeyiz kadere?
kader sürekli elimizden tutup bizi üzüntüye, kedere, acıya götürecek bir mekanizma değildir.
aslında her şey bizim elimizde.
her gün derdimizi içimize atıp
gülmek bizim elimizde
sonucunda yine bir masaya oturup
"hadi tokuştur kardeşim" demek
bizim elimizde.
her sabah kalkıp, aynanın karşısına geçip saçımızda beyazları görüp
kendimize yalanlar söylediğimiz zaman, yıkılmadıysak bu yaşa kadar
piyonlar gibi helal olsun bize kardeşim.
bu böyle süregelecek bir kısır döngüdür işte. dört gün mutluluk, bir gün acıyı getirir.
neyse şimdi gidip kendime tost yapmalıyım.
Muhammet Özeren.
Muhammet ÖzerenKayıt Tarihi : 6.5.2022 19:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!