1963 yılında,Antalya'nın Demre ilçesinde doğdu.İlkokul ve Orta okulu Demre' de; liseyi Finike 'de bitirdi.Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu.Muğla Yatağan'da öğretmenliğe başladı.Antalya -Demre'de on beş yıla yakın,Kale Çok Proğramlı Lisesinde çalıştı.Bunun beş yıla yakın süresini müdür yardımcılığı ve müdür baş yardımcılığı yaparak idarecilikte geçirdi.2005 de Finike'ye Turunçova Ç.P.Lisesine tayin oldu.Bir yıl burada çalıştıktan sonra,bu okulun kapatılmasından dolayı,yıllar önce öğrenci olduğu kendi okuluna yani Finike Cumhuriyet Lisesine geçti. İki yıl burada çalıştıktan sonra Antalya'ya tayin istedi.Şu anda 2008 'den beri, Murat Paşa Lisesinde görev yapmaktadır.
Eserleri
1999 yılında Adam Olmak adlı şiir kitabını çıkarttı.
1996 yılında Karabibik 'ten Günümüze Demre adlı eserini(roman) yayınladı.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
hocam sizin gibi şair bidaha zor gelir şiirleriniz çok akıcı veçok kaliteli
hocam okurken içimde hissettim resmen kaleminize saglik adamsiniz
Ben hayatımda daha iyi bir sair görmedim ya harikasını, Yaşar hocam 11/ı 1691