Aşılmaz yollarda dosdoğru yürüdün,
Yel oldun, estin, gönülleri bürüdün,
Kırk asırlık bir çınar gibi kurudun,
Şimdi mezarında rahat uyu Atsız.
Dediklerini tarttık, seni ata bildik,
Tanrı'nın nurundan olmuş gibisin
Seninle denk tutulan her şey bayat
Sesin ilâhi mehtâbı güneşin
Gözlerinden süzülür âb-ı hayat
Ardından doğarsın puslu dağların
Düğümlendi kursak, söyleyemedim
Çattı kaşın Leyla, dilim lâl oldu
Bir an olsun başım kaldıramadım
Sille vurdu hayat, dilim lâl oldu
Paramparça yürek başım bükülmüş
Dünya denen şu koca çilehâne,
Duvarları olmayan bir meyhâne,
Kuşları bile bağlar rıhtımlara,
Kanatlara ağır gelen çağlara...
Cehennem aslen kendi bu âlemin,
Bu ülkede ekmek için
Tilki olmak gerek oğul
Çoluk çocuk rahat geçin
Diye yazdım bunu oğul.
Hem sağcıya, hem solcuya
"Can verme gâm-i aşka ki aşk âfet-i candır
Aşk âfet-i can olduğu meşhuru cihandır"
Verdim bile çoktan canı sevdim bu belâyı
Meşhur oladursun dilemem def-i belâyı
Delik deşik sinem, şu dertmend kalbim
Gün geçse de bir gün güneş görmüyor.
Ruhum ayn-ı zûlmet, âzermend hâlim
Gecelerim artık gündüz olmuyor.
30.10.19
Öldürüp de adamı
Aşk demişler adına
Ne budalalık ama
Aşık olmak kadına
03.02.20
Sefa süremem, er yolunda gerek
Demir dağı deler, aşar giderim
Gönlümün bağları kaldı hep kurak
Ecel gelir, sağ bırakmaz giderim
Yaslanıp da yüce dağlar ardına
Uğra artık bahtiyârlık, sensiz ahvâlim harâb
Sustu tanbur, öldü kuşlar, yandı yâ Râb dil-harâb
Nûş edip aşkın şarâbından divâne oldu kuş
Bir gülün ardında pervâne olan bülbül harâb
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!