binbaşının eline tutturulmuş bir liste
aşçının elinde de bir benzerinden
birinde isimler yazar alt alta
kana susamışlar için sıraya dizilir taze ölüler
ipi göğüslemek yahut zora göğüs germek
tövbekar cellat her ölümde tekrarlar
estağfîrullahel'azîm ellezî lâ ilâhe illâ-
huv el-hayyel-kayyûme ve etebü ileyh
kaçışıyor sinekler ölü kedinin başında
kargalar daireler çiziyor darağacının üstünde
rasim resmini çiziyor ölümle öpüşmenin
münbit topraklarda tırpanın ucunda hasat
yağlı urganın ucunda birkaç ebedi istirahat
aşçının bir eli taşağında dolanır yemekhanede
koğuşun aylık yemek listesidir diğer elindeki
idam fermanı çıkanları düşürmüşler listeden
50-45-40 diye gidiyor haftadan haftaya
pencereden avluyu izliyor tutsaklar
ölüme mahkum ve yaşama tutsaklar
aynı kaderi yaşayacak olanlar da var içlerinde
solgun benizlerde rabıta-i mevt ne arar
kırık çay bardağı, ölümü kucaklayacak kadar
yıllardır oruçtu darağacı, adam yemeye doymadı
rüzgar vuruyor yüksek duvarlarına cezaevinin
nöbetçi asker kulenin tepesinde volta atar
hüzün var, onun yüzüne hep acı çarpar
kitabi bilgiden sıkıldık bayım, pratik lazım
Kayıt Tarihi : 25.7.2022 13:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!