ezanların esintisi sustu
silahların da
uzak bir şehir irkilmiştir şimdi uykusunda
çünkü beyaz başörtüsü kanlı bir kentsoyludur mardin
dizleri kanamalı çocuklar
kürtçe ağıtlar
yaralı çocukları şehre taşıyan atlar
ve serin göğüslü kadınlardır biraz da
/annemden öğrendim nasıl irkilir uykusunda dünya;
ey bana bir şehrin nasıl irkildiğini öğreten kadın
biliyorum..
sen de gideceksin giden atların ardından
içimde seni durmadan anacak uzak bir mezopotamya/
hani göçmen olurdu hüzün kuşları baba
hani kışlağı gönlünün istikametindeydi insanın
hani kan kadar esaslıydı gözyuvarların
hani en kallavi tokatlara dayanacaktı yıkıntıların
hani demiştin ki 'yalancı baykuşlara inanma sakın'
/umut aşılardı babam benzer sözlerle
ve yürürdü ibrahim gibi ateşlere, kızıl güllere
hüzünlüdür bir çocuk için babasını anmak
ve hazindir acının toynaklarıyla biteviye okşanmak../
sonrası seğirten annemdi
yemenisi kanlı bir şehirdi annem ve mateminin tanımı olmazdı
meş'arı bilmezdim amma annemin yürüyüşü sa'ye benzerdi
makam-ı ibrahimken babam azıcık için için kül olup yanmaktı..
tüm vakitlerin durduğu an yedi yaşındaydım
toprak damından düşmüştüm bir evin
sonrası çığlıklar ve aman dilenen atlar
ve yurdumun toprak damlı metanetli evleri;
pencerelerinde kandil ve çerağ yanan..
___yedi:
___heyecanı bitmez sonsuz bir ömrün ifadesidir bilirsin
___yedi;
___yani her zaman!
ve atlar ahhh itaatkar ve vefalı atlar..! !
çocukluğumun amansız tanrsıdır onlar
tentürdiyot kokusu
ve annemin sa'ye benzeyen yürüyüşü onlardan yadigardır
n'loursun ya rabbi bak yalvarıyorum sana
atlara dokunmasınlar
yoksa bu kabus yoksa bu kalem kağıt sesi
yoksa usuma üs kurmuş acılar
yoksa yedi yaşın iafadesini anlamayan insanlar
beni çıldırtacaklar;
daha yedi yaşında tanıştığım en esaslı kan
/kanlı bir tutam saçın kabusundan irkilerek uyanmalı insan
ve yok edebilmeli kendisini
ki bilirsin dalganın suskunluğudur yokluğu
yine bilmelisin ki bir dalga en çok sustuğunda hissettirir varlığını
ve ancak yok olmakla olur varlığın ispatı
budur insanın en çoğul intiharı/
ömrümün kabadayı tarafı ve şehrin en güzel kızıydı sayrı yatağım
damlarda tahta sedir; 'şehre kafa tutan şehrin en güzel kızını da alır'
sonrası binlerce şeffaf ölüm
ve bir faili meçhul
'iyykkk elleri kan'
ansızın en masum düş katledilir
bilirim bu şiire sığmazsın ve yadırgarsın yerini eyy nazlı batman...
ayışığı berrak, serin ve merhametli kentlerimiz vardır
destanları uğultularında saklı
bir kaç meridyende paylaştığımız düşlerimiz, ürkekliğimiz
korkacak ne var ki birazdan ülker güzeli yanacak
ve ışıldayacak saman yolu
göğe umutla bakan 'adiloş bir bebedir' diyarbakır..
************************************************************
bin yıllardır ülkemde çiçeklenmiyor tomurcuklar
ah kalbim: çocuklar, yetim, öksüz kanamalı
çocuklar;
üstü karalarla kaplı köylerden at sırtı şehre taşınan
bir tarihi elifler dolusu kağnılarla yürüdük oysa
kederli türküleri kanayan rediflerle büyüttük
ortak paydamızdı kafkafsta ayak izlerimiz
şimdi yanık izlerimize karlar yağar
ve hiç bir atlasta okşamaz çocukların yüzlerini nazlı Kürdistan
***********************************************************
Hasan TanKayıt Tarihi : 7.12.2006 15:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Destanları ve kitabeleri yok bir halktır; kanıyor.. Kanadıkça büyüyor, büyüdükçe ağıyor..
uzak bir şehir irkilmiştir şimdi uykusunda
çünkü beyaz başörtüsü kanlı bir kentsoyludur mardin
dizleri kanamalı çocuklar kürtçe ağıtlar
yaralı çocukları şehre taşıyan atlar
kutlarim guzel siir cin,yureginize saglik
omrunuz bereketli yureginiz ve kaleminiz uretken olsun.
saygilar
Sevgili Hasan senin gibi sesleneceğim bende..hani ünlemişsin. Ya Hu..
sevgiyle kal yüreğin sevgilerle dolup taşsın Hasan Tan.
Ergün
ve yürürdü ibrahim gibi ateşlere, kızıl güllere
hüzünlüdür bir çocuk için babasını anmak
ve hazindir acının toynaklarıyla biteviye okşanmak../
Tüm şiirleriniz mükemmel dizeleri okurken yüreğimi derin bir sızı sardı .Teşekkürler paylaşımınız için sevgili dost.
TÜM YORUMLAR (24)