Yanıkları var ekmeğin ensemizde kollarımızda
Ondan ayrılıyoruz asırlık dedemiz hasta, asra yenik düşmüş bedeni
Gördükleri benzemiyor dağda avladığı hayvanlara
Çok hızlı yaşıyor insanlar ve dağlar artık yol üstü bakılan manzaralar
Ufacık bir çocuk henüz basmış onsekizine
Elinde tırpan yüreğinde şükre dair kapanmayacak izler
Zahir dökebileceği kadar teri döküyor sekiz saat yirmi iki lira yevmiye
Haluk bey görüldü mü uzaktan topraktan gelen sesler çığlığı olur yoksukluğun
Hiçbir zaman sözlü ifade teknikleri kullanılmazdı
Daha sert vurulurdu kazma ve daha hızlı çalışılırdı
Zamanıma dönüyorum yanımda dedem
Acı içinde rahatımı sözle ifade ediyor
Yetmiş sekiz yıldan bu yana her bastığı toprak öcünü alıyor
Sene bilmem ikibin yedideyiz
En kötü ihtimal ikibin yedi yıl saymış insanlar
Her dönemin bir ter bir de kan dökeni var
İşin gerçek yanı her ikisi de aynı insandan dökülüyor
Kaça kadar sayarsak sayalım dönen dünya uydusu ay ve biz yaşıyoruz
Yorgunum ilk defa yorgunum diyorum, bakmaya yoruldum insanlara
Dalga, kin, nefret herkesi aşacak kadar dert
Biri çıksa meydana bas bas nutuk atsa
Biri çıksa bir daha kaybolmasa, biri çıksa sevdiğine varıp mutlu olsa
Biri çıksa düşmana saldırsa, biri çıksa insanların nabzına adam gibi baksa
Herkes çıksa donunu çıkarsa herkes herkese bakabilse utanmasa
Bunlar olmasada güzeldir yaşamak
Hadi sağlıcakla kal hemsşire, amele çavuşu Haluk bey
Anasının zengin gözü bebekler
Daha ne diyeyim uyumam lazım yarın üçüncü yevmiyem
Kayıt Tarihi : 7.10.2007 20:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)