geçen güne günce
gün içimden geçince
delinir selimle içim
gün biraz daha bittikçe
gün bitmezse
silinir günce
aklımdaki zarar
çünkü
aklım biraz çalışır dünce
ziyan zarardan ince
kimsesiz bir iyelik eki
çatlatır mezar taşını
kuşlar son yudumunu
içip içip gittikçe
cismim soyutluğa
bağdaş kurup bağlanır
karanlık mı yalnızlık
kalabalık mı karanlık
masmaalesef
alnımın çatında bir alıklık
hayalimdeki
en dumanlı görüntü
kendimle yakınlık
kuşlar!
gitmeyin
bir sırrı
size ifşa edeceğim
bu yalnızlık
çayımda kor
çayım da tavşan kanı
ısırgan otunda
neden hiç diş yok
çayırda rüzgarsız
bir gün kadar
anlamsız
döne döne pervane
kömürlükte donarak öldü
pervasız
gitmektir yüzüne benzer
yüzler benzer putlara
yaşamak yüzsüzlere
ölüm öksüzlere
tohum düşmez hiç köksüzlere
damak çatlatır
korkudan yenilir
soneler
ezberlere
sana
sen saçlarını hiç taramaz mısın
diyeceğim
sonra kendini sev
sevemezsen korkağın tekisin
korkuyorum ölümden
kanımı aşırır demirlerle
ve biraz folik asit
sabrımı taşırır eksiklerle
ama
yirmi dörde kadar olanı
yorucuysa bu kadar
insan üşenir şimdi
ölümsüz olmaya
yaşayalım bakalım ciddiyetle
asosyal bir bamya ağacı
yani yaşam sürdükçe
sürüp gidiyor işte
dedikçe
—sürmedikçe
yeni bir şiir olur gün
yüreğim duvardan duvara sürtündükçe
yakar top oynayalım
yüreğimle
topu yakıp kaçalım
kanlı tüfeğimle
evet
tüfek aldım çarşıdan
muskaları da hancıdan
yazıp yazıp sildim
bir dağ düşerken
dağcıdan
çünkü biter oyun
dağcı düşerse dağdan
bakıyorum aşağıdan
iterken dağcıyı arkasından
dördü belliydi
üçün yansımasından
korkma
teneke bir cadının
sopasından
gökyüzünün katlarını
akşamdan çaldım
çünkü yatacak yer lazım
geceler soğuk
gündüzün gözyaşlarını da
yatarken
bir gece önceden katladım
bilmem belki
düzen iyidir üzenden
diş topladım
iş topladım
in topladım cin topladım
güç toplayamadım
pencerelere
perdeler takmaya
kirlenirse laf olur diye
sürgüler vardı
açılmazdı gök yüzüne
sürgünler yol oldukça
kanıma akardı
bağ bozumu
bağım oynar son kozunu
üzümü tanrı bilme
bağı sadece sanrı
kayıp bir ruh bozar oyununu
eskittim şamdanı fani diye
hayat kalitesiz bir adi diye
yaşamadım korkudan
eskirse
iyice çirkinleşir diye
coğrafyamı ölümlerle dağladım
gecikmiş bir eşik
şiir yüreğimin iç cebinde
sıkıştırdıkça biraz daha kırışık
cehalet mi rezalet mi
neyse ki dünya buna alışık
konuşursan kimse duymaz
sustuğunu hemen duyarlar
pasif ve agresif
kralım çok yaşa
sonra
bir şiir yazsan okunmaz
en çok da
hadi biraz konuş
diyenler okumaz
yüksek lisans yaptım
içine de biraz seksek kattım
kariyerim var ama karakterli miyim
diye
optiksiz bir soru hazırladım
neyseki cevapsız kalacak
hayat sıralarında
ilkokul mezunu bir veliyim
hava kararmıştı
seksek oynamaya çıkamadım
siyah bir poşeti
kedi ölüsü bilip
tüm gece ağladım
öyle düşler kurarım ki
ölümden beter
yaşamak buysa
başlamadan biter
kendi cenazeme bile geç kalabilirim
çünkü
gecikmek hep bana düşer
protesto ederken
gün biraz da çirkindir
rutubeti beynime
neden keldim sesime
gelir eksik kelimeler
yine bulur ağzımı hah
buhara çizdim şiiri
okuma yazmayı öğrenmeden önce
üç beş bir şey daha yazdım
sıra bir türlü
konuşmaya gelmeyince
yaşamın adını ölümden çaldım
çok kandım artık
biraz da ölmem gerek
yarını bugünden ödünç aldım
izin istedim önce
bana kendimi vermediler
baktım dünya hala aynı
ben de kendimi ondan çaldım
keski kesti kılıcı kırk kez
keski dediğim
hep irrasyonel imgeler
tasarlanmış mutluluğu
tercih etmem
tasarlanmamış mutsuzluğa
kalbim acıktı bir kez
hudutsuzluğa
aydınlık sıkışmış
hepsinin dişlerinde
en karanlık benim
içlerinde
kalbim karanlıkta
ay ışığını simgeler
ölümden çaldım
biriktirdiğim tüm yaşamları
yaşamımdan ölümler çaldım
uzandım kendi içime
yaşasam yazık
yaşamasam
kendime attığım en büyük kazık
Kayıt Tarihi : 13.2.2025 15:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!