Yaşamın Acemisi - Garib Çoban

Yaşamın Acemisi - Garib Çoban

Çok farklı meselelere açılmasına, barındırdığı mana temalarına rağmen çok yalnız insan.
Sade bir hikayesi var kabire girince.
Her yerde kendini aramaktan kaçışlarla.
Bu kısa hayat romanında, yakalandığı hastalık nedeniyle üç aylık ömrü kaldığını öğrenen bir insanın hezeyanları gibi.
O muhteşem hayatınız gönül meselesi değilse hiçdiniz, sevgim üzerse dünler sana kalsın.
Demli çay eşliğinde, Kevser okuyorum, insan saadet deyince daha ne anlamalı?..
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Izdıraplara yüklenen hayatı, sevgiye güvenmeyen cümlesine sığan özet gibi heceler. Usul usul okuyorum durgunluk veren insanları.
Özümseye özümseye, damıta damıta geceye yağan yağmurda dua ederek.
Yetenekleri sayesinde sevginin dikkatini çekenler farklı.
İnsan, mutluluğu, elde edemeyip ulaşamadıklarına o kadar sıkı sıkıya bağlanmış ki.
Elindekilere nazar kılıp da mutlu olmaya takati kalmamış.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Hiçbir şey kesin olmadığında her şey mümkün.
Oysa, farklı bir gönül sahibi olmak için açılacak donanımdan ve idealleri için mücadele edecek cesaretten yoksundur.
Her şey geçici.
Ne başkalarının övgüsü, ne de onların yergisi önemli.
Kendi iç değerine odaklan ve kendi şahsiyetini koru.
Kabuğuna çekilip, büyük bir gönül dostu olamayacağı endişesiyle sevmekten ve güvenmekten vazgeçip kendine yaptığı putlarıyla yetinir.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Gafletlerinle ve hala her şeyi o çocuğun gözüyle görüyorsun.
Aslında insan hayatının muhasebesini yapmadan, üç aylık ömrü kaldığında öğrendiğinde kendine ateş oluyor.
Buradan çıkardığım ders şu oldu?..
Ne oldu sana? sorusunun önemli bir parçası da.
Kul kusursuz olmaz, sana ne olmadığıdır.
Hangi ilgiler, şefkatli dokunuşlar, rahatlatıcı davranışlar, yani hangi sevgiler senden esirgendi?..
Meğer ihmal de travma kadar zehirliymiş.
Hadi buradan yolumuzu değiştirelim, görmemiş gibi yapalım.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Ansızın karşılaşacağımız ölüme rağmen yaşadıklarımız yaşam bile değil.
Yaşamla ölüm arasındaki bir ara kapı karşılıksız sevenlere.
Hayatı ıskalamışlığın öfkesine dönüşmüş aynasını bulamayınca.
İç dünyasında öne çıkan yalnızlık putlarından övgüler almış.
Yasak ilişkileri öven putperestlik yaşamlarının akışını değiştiren kıskançlık, şehvet ile bastırılmış bir insan.
Gerçeklikle düş arasındaki sınırda asılı kalan bir uyurgezerlik hali.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Görkemli külliyatları olan engin gönül ustaları, teheccüt vakti yanan gönülleri tutuşturan aşktır.
Aslında yaşanmışlıkların ve kendi içine b/akışın izleridir, şems vakti duada cana c/anan olmaları.
Hayata atılma sancılarını izleyin gençlerin, kurgulanmış olaysız bir hikaye.
Çatışmanın mekanı büyük bedenlere, statü sorgulamaları.
Herkes karşısındakinde kendi yoksun olduğu yanları sever.
Taşra gerçekleri betonlar ve putları arasında ailede, okulda, sınıf aidiyetinde, cinsiyette.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Kendisi o sorunun bir parçası olmayan ebeveynlerin peşindeki yoklar ne çok.
Yaralı bilinçaltlarının anlayabileceği bir gelecek kıskacında ötekileşmiş, uyumsuz g/özler.
Gül bahçesinde bahçıvansız güller gibi hep tomurcukken solmuş.
Taşra boğuntusu hayallerin içinde gurbete çıkıyor hep yolları.
Ayakta kalmak için geleneklere sarılmış olanlar kimin elini tutabilir.
Ama bu geleneklerle boğulan, dayanışmadan yoksun, çaresiz kişilerdir.
Siz onları uyumsuz olarak bilirsiniz.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Sorun başkalarında değil uyumsuz olanlardır.
Ama bu kadar şehir putları arasında uyumsuzların cenneti de, cehennemi de başkalarıdır.
Sevginin koş gel bana demesinde bile hayal kırıklıklığının sonucudur.
Ne var ki, kişisel duyguları olmayan, dünyaları bunalımlı kimliklerin eserleridir.
Sevgiyle çatışma içindeki insan, güçsüzlüklerin farkına put biriktirmekle varırlar.
Hayatın hep baharındadır insan ve sorunları içinde bunalarak çıkış yolları aramaya çalışan bu suretlerdir.
Teheccüt vakti karşılıksız sevenleri hatırlamak ya da onunla tanışmak için iyi bir fırsat.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.

Güzel olan her şey sonsuzluktan bir iz taşır.
Şimdi ne olacak?..
Allah neyi murad ediyorsa o olacak.
Telâşa lüzum yok!..
Sonsuza dek, sanki hiç var olmamış gibi gerçekten ben.
Şu anda gördüğün, tam karşındaki benim.
G/özlerimin içine b/ak, b/aşka bir ben yok!..
Kendi olarak, sana gelen sana gereksinimi olmadan, seni isteyen sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen kendi olmasını seninle olmaya bağlayan o, işte.
İyi'nin kaybettiği bir şey yok, ağlayan, iyiyi kaybettiği için ağlasın.
İyiler kaybetmezler, kaybedilirler.
Ey gönül; teheccüt vakti duada karşılıksız severek, öyle bir yenil ki dünyaya, kimseler senin şems vakti kazandığın Maideyi kazanamasın.
(Y.ed - Kişi Sevdiği İle Beraberdir Albümü)