Yaşamdan Gerçekçi Bir Kesit

insansal ve ülkesel ilişkiler
gelenekler görenekler
kurallar kanunlar
anlaşmalar teamüller
çeşit çeşit

görünüşte taraflar eşit
uygulamadaysa
kimi bebek kimi çocuk kimi reşit

ikiyüzlü gülüşmeler
uzak sarılmalar soğuk öpüşmeler
karşilamalar ağırlamalar
yapay mı yapay gıcık mı gıcık
vaatler kamyon dolusu
hararetli el sıkışmalar
kaygan kucaklaşmalar vıcık vıcık
şaşaalı törenler
çirkin hantal saraylar
görgüsüz zevksiz köşkler
halkla deniz arasına girmiş
hakedilmemiş yalılar
altları cife çamur rugan pabuçlara
utancın rengini yansıtmasınlar için kızıl halılar
nalıncı keseri kesilmiş alem
kendine yontarken görünsede fit

gücü gücü yettiğine bir kıran
kimi fare kimi tekir kimi it

resmî toplantılarda dişlerinden damlayan kanı
şerefe kalkan kızıl şaraplarla gizleme telâşında
papyonlu fraklı bir sürü elit

riyakar bir hiyerarşinin elpençesinde
yalaka bağlılıklar.. sevgiler saygılar
insan karakteri yalan ve sahtecilik üretiminde
doğadan kat be kat mümbit

kurtlar sofrası dünya
kan ve barut aromalı yaşam itişmesi
vahşi bir üleşim çekişmesi
kaos ortamında acımasız bir karabasan
insanlığı yiyip tüketmede insan

bedel ömürlerle ödenmekte
bozuk para misal saçılıyor doğanın verdikleri
temizlik kalmadı yağmurda karda
bereket değil asit yağıyor
kuşlar suskun
toprak kokmuyor baharda
banknot banknot bozulmada yeryüzü
umarsız mirasyediler gibi hovarda

buzullar eriyor
yer yer deprem tsunami
ozon çoktan alarm veriyor
artık geçersiz aramızdaki akit

tanrı bile avans vermeyecek artık
kredi kartları geçmez ki evrende
tahsilatı acımasızdır çek senet tanımaz
tüm ödemeler nakit

aşklar da cinselliğe indirgendi nerdeyse
gizem taşımıyor şiirlerde yazıldığınca
tek yanlı tatminlere araç
riya kokulu divanlarda boylu boyunca
karşı cinsten alınan bir haraç
göbeklerden yüreklere yükselemeyen
monoton ve rutin bir gel git

eski.. yaldızı dökülmüş kadranı içinde sür git
biteviye aynı on iki rakamı sarkaçlamada
kendi tükenişimizden aldandığımız
geçip gittiğini sandığımız vakit

(22 Haziran '06)