Her çığlık, kendi iç sesinden sıyrılarak yanar içten, süzülür aşk gibi gözden
Her mutluluk delirmiş suyun rotasıdır, sular gövdeyi, sevgiyle akar tenden
Kaf Dağının ardındaymış mutluluk, aşılır dikeyler, coşkular yetişir çöllerde
Vurgun cümleler biriktirdim sana, gel bekleyişlerin kısık kandili sönmeden
Hayat, özümsel düşünüşlerin rahlesinden çok uzakları düşleyerek yine kendine dönebilmektir gülüm. Yaşamak öyküsel bir düşün damarından beslenerek yine kendisini geliştirebilmektir. Hayat ve yaşamak kendi içinde anlamsız bir portre, ancak insanın penceresinde muazzam bir cenderedir. Bizler o pencereden çok uzaklara baktıkça öyküler düşer günlüklerimize ve yaşanmışlıklar süreriz her nefeste asil duruşlarla büyüyen ve sevgiyle beslenen yüreğimize.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek