Varlığıma ayrılan bu kısacık zamanda yaşama dair her ne varsa ıslah edilmemiş duygularıma ait alemlerde gezmek istedim hep..İçime sakıt olsan firari çocuğun elinden tutan birini istedim.Kuklası olmak istedim uzaklardaki benin.
Bana bahşedilen sevgilerde bir şeyler eksikti..Gaybdan gelen bir ses duymak istedim.evet sevildim,hem de kaç kez...Kaç kez sanılarına aldandım karşımdaki güzellerin ama yapamadım.Onlar içimdeki denizin rengini değiştirmek istediler.Dalgalarıma köpük olmak istediler.Kum tepelerimi içlerindeki acizlik iksirinin suyuyla yok etmek istediler.Oysa benim denizimde yunuslar kadar deniz kızlarınında güzelliği vardı..evet bir güzelim olmalıydı ama güzellerin hepsi denizimde yüzmeyi değil kendilerine gölcükler istiyorlardı,küçük,kısır döngülü tek tip gölcükler...
Sırt sıvazlamasını bilir misin? Bir gönlü okşamayı; güzel,can alıcı sözlerle! Şiirselliğe vurulmuş çınar ağacının gölgesinde sevgiliyle olmayı kim istemez ki...Ay yüzlü çiçeklerin arasında koşmayı...Mahur bir bakışta kaybolmayı hangi göz istemez ki...Ders almadan,yazmadan hasreti,çizmeden anıları kim sevmek istemez ki...
Varoşlardaki çöp tenekesi gibi hissettin mi kendini hiç? Yerlere çöp atmayınız yazısına aldırmadan kenarına sarhoşların naraları atıldı mı? Değeri solmuş kuru bir demet gül atıldı mı yüzüne,içine? Gönül poşetlerini yuttun mu hiç? Eskimiş çalar saatleri dinledin mi güneşin altında? Çöpçülerin eldivenlerindeki umutlardan bir şeyler kapmayı denedin mi benim gibi?
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim