herkesin içinde kırıklar vardır
yaşam kavgasında zorluklar vardır
yine de sevdadır, anadır, yardır
sevgisiz yaşamak, yaşamak değil
sanki bir rahmettir yürekten yağan
bilirsin ağlar her anadan doğan
vefasız yüzünden gelse de hazan
sevgisiz yaşamak, yaşamak değil
ümidin bitse de, güneş batsa da
karanlık geceler hep uzasa da
solyanın kavrulsa, kalbin yansa da
sevgisiz yaşamak, yaşamak değil
şarkılar yapılır, şiir yazılır
tek bir damlasına destan dizilir
bir gün güneş doğar dertler azalır
sevgisiz yaşamak, yaşamak değil
Kayıt Tarihi : 22.9.2007 00:53:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Uzun süredir hastalığım nedeniyle şiirlerden
uzak kaldım..İyiki sayfana misafir olmuşum..
Harika bir şiir okumanın hazzındayım..Kutlarım
TEBRİKLER
Selam ve muhabbetlerimle..Allaha emanet ol...yunus karaçöp
saygılar
Mehmet Emre ASLANTÜRK
ümidin bitse de, güneş batsa da
karanlık geceler hep uzasa da
solyanın kavrulsa, kalbin yansa da
sevgisiz yaşamak, yaşamak değil
Eşsiz kahraman, büyük devlet adamı Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının bize emanet ettiği aziz vatanımız ve Yüce Devletimizin hizmetinde bir ömür geçirdim.Bölücü terör örgütü PKK'nın menfur saldırılarına karşı Cumhuriyetimizi koruma görevimi önce Kahraman Ordumuzun saflarında, daha sonra devletimizin bir görevlisi olarak kanun ve nizamlara uygun şekilde yerine getirdim.
Devlet ve Milletime musallat olmuş şer odakları ile mücadeleyi hayat felsefesi ve namus borcu olarak benimsedim.
Devletimin bekasına yönelik her türlü tehdidi defetmek azmimi hiçbir zaman yitirmedim.Vatan sevdalısı yiğit arkadaşlarımla milletimin desteğini her zaman arkamızda hissederek görev yaptık. Bu uğurda şehit verdik, gazi olduk.Sonunda başardık.
Vatan hainleri ve işbirlikçilerinin bizleri pasifize etmek maksadıyla yürüttüğü iftira kampanyaları sonunda mahkum edildim. Ancak, ben sizin vicdanlarınızda hürdüm.
Vicdanlarda mahkum olanlar gibi; buradan bakan sofralarına gitmeyeceğim. Bölücü sloganlar eşliğinde miting meydanlarında olmayacağım. VIP salonlarında da ağırlanmayacağım. TÜRK'ün şerefini yabancı vicdanlara emanet etmedim, etmeyeceğim.
'Türkiyeliyim' DEMEYECEĞİM. Yüce ATATÜRK gibi; 'NE MUTLU TÜRKÜM' demeye devam edeceğim.
Kıbrıs'ta, Cudi Dağında şehit olan arkadaşlarımın niçin şehit olduğunu en iyi bilenlerdenim. İçiniz rahat olsun, onların ruhlarını ayaklar altında ezdirmeyeceğim.
'2,5 yılın hesabını gör' diyenlere; vatan için şehit olan evladının arkasından 'VATAN SAĞOLSUN' diyen şehit anaları gibi; 'VATAN SAĞOLSUN' diyeceğim.
Cezaevinde bulunduğum süre içinde ASİL TÜRK MİLLETİNİN, hayatım boyunca unutamayacağım desteğine mazhar oldum. Bu nedenle VEFALI TÜRK MİLLETİNE şükranlarımı sunuyorum.
Bugün daha güçlü, daha gururlu ve daha kararlı olarak aranıza dönerken endişeliyim. Çünkü; 30 Bin vatan evladını katleden terör örgütü PKK'nın başı, İmralı'dan cinayet şebekesini yönetebiliyor.
İşlenen cinayetler milli vicdan ve hafızalardan silinmeden eli kanlı caniler için 'EVE DÖNÜŞ' adıyla özel yasalar çıkarılabiliyor.
'Vatana ihanet ve devletin bölünmez bütünlüğünü bozmak' fiilinden dolayı bağımsız Türk mahkemelerince mahkum edilen 4 DEP'li eski milletvekili Avrupa Birliği uyum mantığı ile meydanlara salıveriliyor.
Dün örgütbaşının talimatlarını milletvekilleri ile pazarlık konusu yapanlar bugün devletimizin Dışişleri Bakanınca kabul edilerek onurlandırılıyor.
Devlet güçlerine saldıran cinayet şebekesine 'Devlet Ateş Kessin' yani Ordumuza 'Teslim Ol' çağrısını yapacak cüret kazandırılabiliyor.
Bu gelişmelerden cesaretlenen kuzey Irak'lı aşiret reislerinden biri Türk Devletine 'PKK'ya Genel Af Çıkarın' deme cüretini gösterebiliyor.
'AB'ye Uyum ve Kültürel Zenginlik' saçmalığı arkasına sığınılarak PKK'nın AB tarafından dile getirilen taleplerini karşılamak üzere yöresel ağızları Kürtçe adı altında devlet televizyonlarında yayınlamaya, bu maksatla kurslar açılmasına, dolayısıyal bölge halkının asimilasyonuna zemin hazırlanıyor.
Türkiye etnik ve mzehep tuzağına düşürülerek etle tırnak gibi birbirine kaynaşmış toplum parçalanmaya çalışılıyor.
Tarihlerinde emperyalist güçlere maşalık etmenin ötesinde hiçbir zaman devlet olamamış aşiretlere kuzey Irak'ta devlet kurdurulmasına göz yumuluyor ve bunun Aziz Devletimize yönelik muhtemel etkileri görülmezlikten geliniyor.
KERKÜK TÜRKLÜĞÜ KADERİYLE BAŞBAŞA BIRAKILIYOR.
Türk mahkemelerine yabancı parlementerlerce hakaret edilmesine seyirci kalınıyor, Loizidou davasında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin aldığı politik maksatlı karara uyularak ülke sonu belli olmayan maceralara sürükleniyor.Türkiye Cumhuriyeti'nin temel dayanağı olan Lozan Antlaşması, Batının bölücü mantığı ile yorumlanarak devletimizin dayanak noktaları çökertilmeye, Rum ve Ermeni Patrikhanelerine Lozan Antlaşmasında yer almayan nitelikler kazandırılmaya ve Ruhban Okulu açılmaya çalışılıyor.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde Milli İrade yerine AB'nin İradesi hakim kılınmaya çalışılıyor.Bütün bunları yaparken önlerinde yegane engel olarak gördükleri Kahraman Ordumuz yıpratılmaya ve pasifize edilmeye çalışılıyor.
Çağdaş Türkiye'nin yegane kaynağı olan Atatürkçülük milletin gönlünden ve beyninden silinmeye çalışılıyor.
Ülkemde adli, idari, siyasi ve ekonomik kapitülasyonlar yeniden tesis edilmeye çalışılıyor.
Bütün bunlar sürerken topluma önderlik yapması gereken bazı aydınlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız ve siyasi organizasyonlarımız sessiz kalıyor.
Buna karşılık küresel ya da bölgesel oyun oynayan aktörler etkinliğini sürdürüyor.
ASİL TÜRK MİLLETİ;
Bugün ülkemiz ve milletimizin üzerinde oynanan oyun Şark Meselesinin bir uzantısı; TÜRK'ü ve TÜRK DEVLETİNİ TARİHTEN SİLME ÇABALARININ BİR PARÇASIDIR.
Bugün oynanan oyun, Cumhuriyetin kuruluşunda devletimiz ile kavgalı olanların çocuklarınca sürdürülen husumet ve hesaplaşmanın bir tezahürüdür.
Hedefleri, Anayasamızın ilk üç maddesinde yer alan hükümlerin kaldırılması, böylece aziz vatanımızın, Türklüğün son kalesi olan cumhuriyetimizin, bizi çağdaş dünyaya taşıyan ATATÜRK ilke ve inkılaplarının, bize şahsiyet veren milli ve manevi değerlerimizin yok edilmesidir.
Bütün bu melanetlere karşı ümitliyim çünkü; Siz asil milletimin 'Peygamber Ocağı' diye adlandırdığınız, sizin evlatlarınızdan kurulu Kahraman Türk Ordusu, dün olduğu gibi bugün de milletimin ve devletimin yegane dayanağı olarak dimdik ayakta.
TBMM'de ettiği yemine sadık milletvekillerimiz dimdik ayakta.
Yüce önder ATATÜRK'ün milletin efendisi diye tanımladığı köylümüz, alınterini onuru kabul eden işçimiz; Türkiye'yi ekonomik olarak bir dünya devi yapmaya çalışan sanayicimiz, esnafımız; kıt imkanlarına rağmen devletine ve milletine hizmetten onur duyan memurumuz, kalemini ve beynini asil milletine ve cumhuriyete adamış basınımız, üniversitelerimiz ve bilim adamlarımız, adaleti mülkün temeli yapmaya çalışan hakimlerimiz ve savcılarımız dimdik ayakta.Ve bunların hepsinden önemlisi vatana hizmet uğruna şehitlik ve gazilik mertebelerine erişen vatan evlatlarının anaları, Atatürk ve cumhuriyet anaları dimdik ayakta.Kısaca asil ve kahraman Türk ulusu ile demokratik laik sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyet dimdik ayakta.Bu duygularla ve bu inançla hepinizi saygı ve sevgilerimle selamlıyorum.
Allah'a Emanet Olun.
KORKUT EKEN
bilirsin ağlar her anadan doğan
vefasız yüzünden gelse de hazan
sevgisiz yaşamak, yaşamak değil
ümidin bitse de, güneş batsa da
karanlık geceler hep uzasa da
solyanın kavrulsa, kalbin yansa da
sevgisiz yaşamak, yaşamak değil
Güzel yüreğinize sağlık dizelerin Dicle gibi akmış sevgili dostum tebrikler başarılarının devamını dilerim.İsa Tekin
TÜM YORUMLAR (30)