Aramızda ki bağdan aydınlığı kopardık,
Akıp giden zamana bir suni haber saldık.
Umut ışıklarını tez yuttu küflü mizan
Yanacak sabır taşı, olmasın sabır taştan
Yaşamaya musallat kesildi cin kirlilik
Boş çanak, kuru ekmek; külle doysun cimrilik
Cömerdin acı sözü baldan tatlı bir ikram
Paylaşmayı pas geçen namerde hiç acımam.
Doğruluk kapısını aralayan gam tutmaz.
Gam yükünü bilene ebediyet sorulmaz.
Gayret sancı çekmesin ebediyet yolunda
Başarsın yaşamayı akıl kalmasın zorda.
Boşlukta düşünceler tombala çeken kâğıt
Yanan lamba içine döşenmiş işmar ağıt
Tekbire kusur bulmaz ölümü öven sözcük
Kefeninin cebine atıver bir düğümcük.
Sen pula tapma, ininde körelsin aç nefisler
Minareye yakın kal yok eden ibadetler
Merasim yapılması başta buyruk bir dille
Avazla çıkan gümüş sesi, verilen sal(e) .
Örtülsün üstümüze yeşil urbalı kefen
Tabutta duran cismi kaldırsın nazsız seven.
Rüzgâr sessiz esince matem etti hareket
Gözyaşı ağlamasın uçan melek vursun ket
Yaşamda ki umutlar tuz ile buz çantası
Biri susuz yandırır, biri don maskarası
Mahkûm gibi hükümlü cansızı bir çukura
Koyup kapatan insan su döksün peşin sıra.
1992
Kubilay DemirkayaKayıt Tarihi : 14.1.2014 20:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!