Yaşamak, ekmeklerden oluşan lokmaları,
Boğazdan susuz indirmek mi aşağı,
Yaşamak, iki küçük peynir parçasını,
Saklayıp, yalnız kahvaltılarda çıkarmak mı?
Yaşıyorum diyen insan oğulları,
Hayat bu mu? Buna yaşamak mı diyorsunuz?
Ne olur doğruyu söyleyin, can kardaşları,
Sizde ömrünüzü yokluklarla mı geçiriyorsunuz?
Evde çocuklarınız var mı? Nasıl yaşıyorlar?
Akşam eve geldiğinde, devamlı eline mi bakıyorlar?
“Baba hoş geldin” deyip, sana sarılıp ağlıyorlar,
sonra da, yaşlı gözlerle sana mı bakıyorlar?
Ne bu? Ağalarım, beylerim. Nedir halimiz?
Kundakta ki bebek dahi, bilir oldu sırrımız.
Önce gizli gizli kanayan yarelerimiz.
Bir acılı sözde, bir ıslak gözde,
Bir dostun tükenmiş ümitlerinde
Daima kanıyor, dinmiyor çaresiz.
Nedir bu yaşantı? Nedir bu insan hayatı?
Anladığım kadarı ile yok bir manası, anlamı,
Kimse saramıyor biz gariplerin yarasını,
Kimse olmak istemiyor, bize dert ortağı,
Kendin ağla, kendin gül diyecekler bizlere,
Biliyorum. Yalnızca seçim zamanı gülecekler,
Daima kan ağlayan gözlere ve ağlayan bizlere.
Sonrada sen aç susuz kalmışsın kime ne.
Onlar kendi zevkinde, neşesinde, aleminde,
Eğer ki birgün açlıktan sebil düşüp öleceksek,
Ortak olmak isteyecekler, kefen bezimize bile.
Tokat
Cahit PehlivanKayıt Tarihi : 7.10.2005 20:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Sokağa çıktımki bir aç bulurum diye...Nasip olması ki bir aç doyurayım...İnşaallah başak sefere....
Çok duygulandım...
Selamlar güzel yürekli dostum...
TÜM YORUMLAR (3)