Kallavi gülüşler, düşler ve usturalar sokağında
Altmış yaşın getirdiği yorgunluk,
On beş yaşın verdiği huzursuzluğun,
Tam ortasındaki tezgâhta
İçimizde en çok saygıyı hak eden karıncalar,
Toprak ölüleri ve karamsar mutluluklarla beraber
Ak bir güvercinin sis olup uçtuğu yerde ayrılıklar büyüdü
Baktı mı bakışlarından tutan,
Kan tozu sahte kabadayılarla büyüdü
Esasen biz bu dünyaya keşkeleşmiş insan suretlerinde,
Yeniden isteriz dediğimiz senelerimizle gelmemiştik
Çocuktuk, yaşamak istedik
Doğamızda vardı, yaşıtlarımıza özendik
En sonunda hepimiz kendi öğretmenimizdik öğrendik
Çoğaldıkça parçalandığımızı hissettik cam kırıkları gibi
Çekilen ilk nefesin ciğeri yakması değilmiş ,
Meğerse, hiçbir acı
Benden sessizliğimi alın dile gelsin
Aradan kaç sene geçerse geçsin,
Hep aynı yaşta kalsın ağlamak
Şehrimin sınırları gönlümün sınırlarıyla çatışsın,
Ki adına hasret derim
Siyah beyaz zamanlardaki insanlar kadar güzel olsun,
yaşamak.
Kayıt Tarihi : 11.9.2025 20:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!