öğleni oturttum yan koltuğa
gidelim dedim
alıç gününe gecikmeyelim
heyhat! okunamıyor ortalık
kent o denli karanlık
kontağı yokladım; yok
vitese el attım; boş
olacağı buydu
neyin eksikti enginar bayramında
takıp takıştırdın
yedin içtin
doruğa çıktı dalgınlığın
horozlardan günaydın
kedilerden iy’akşamlar
neyin eksikti
yanımdaki baykuşa şöyle dedim:
hadi göğün arka yüzünden
yer’e inelim
bakalım alı yeşili yerinde mi
indik
orta yerde ağızları unutulmuş binlerce yaratık
habire dövünüyorlar
bütün açıları düşdüğüne kapalı
acılarının ayarı sonuna dek açık
bin yıl önce kısa’yı çekmişler
yazgılarına razılar, ötesi yok
çapayı çek, dedi reis
ağır yolla alarga
elleri Toros çiçeğiydi
karbeyaz
gözleri zeytin
sağrısına bin yıl seyis durduğum
aklımın tan yerine serin serilme
Ayhatun soylu rahvan
bir güzün beş yerinden boşanır gibi
sağanak sarı
yaktı çakarını yalnızlığıma
beni mecnun eyledi
yürü dedi, reis
kerteriz kayalıklar
vardık:
uçurum huylu ardıçlar
ve çamlar;
geçmişi ağlamalı
baykuş atladı önce
bir dalganın aç karnında kayboldu
sonra akşam
sonra andız ardıcı
ve sarı kız
güvenlik nedeniyle ertelenmiş alıç günü
dedi reis:
yaşama yanaşıyoruz.
Ali Tekmil / 09.05.16 / Konak.
Ali TekmilKayıt Tarihi : 9.5.2016 19:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!