İnsanlar birbirleriyle iyi geçinseler, kalpler kırılmasa, anlayışlı ve hoşgörülü olunsa, inanınız cennete gerek kalmazdı.Mutlu olmak, huzur bulmak için ölümü beklemek niye? İşe birbirimizi sevmekle başlayalım. Katı bir kalp,bencilik,hasetlik ve soğuk bir yüz, araya engeller koyar.Herkes, öncelikle kendisini düzeltmeli. Her tür yalandan, riyadan, çıkar ve menfaat ilişkilerinden, kısacası her türlü kötü düşünceden ve davranıştan kendimizi arındıralım.Önce kendimize dürüst olalım. Bu sevgi seli ve iyi niyet çabaları dalga dalga yayıldığı zaman, işte size cennet gibi bir dünya.
’Sevmek ’ demek, asla cinsellik demek değildir. Önce niyetimizi arı, saf duygular içinde tutalım.Sevmekten korkan yürekler asla mutlu olamazlar, huzur bulamazlar. Ölümlü dünyada neyi paylaşamıyoruz? Bu gün varız, yarın yokuz. Ölümü merak ediyorsanız, gözünüzü şimdi 1 dakikalığına kapatın ve karanlık bir dünyada olduğunuzun farkına varın. Sonra Allah’a dua edin, tüm uzuvlarınız yerinde ve sizler sağlıklısınız. Uzuvları eksik bir insan bile yaşama tutunuyorsa, dünyaya tebessüm edebiliyorsa, siz neden bir tebessümü kendinize çok görüyorsunuz.
Hayat şartları çok zorlu ve bu zorluklar içinde dahi olsa, birbirimizden muhabbeti kesmeyelim.Sevgi her kapıyı açar. Şimdi, hemen en yakınımızdan başlayalım, siz bu yazıyı okuduktan sonra, yanınızdaki arkadaşınıza, dostunuza, tanıdığınıza veya ailenize, o an yanınızda kim varsa, sevgi dolu bir tebessümü çok görmeyin. Lütfen, kalbini kırdıklarınız varsa, şu dakika itibariyle de gönüllerini alın. Özür dileyen siz olunuz, özür dilemek bir erdemdir, yüceliktir. Bunu yaparken egonuzu yenin. Gurur denilen o seti aşın. Unutmayınız; zararın neresinden dönülürse kardır.İnanınız çok mutlu olacaksınız.Hayata bakış açınız değişecektir. Şimdi şu testi yapalım: Namluyu kafanıza doğrultup, tetiğe basmayı düşünün.Ya da, dünyanın meşakkatinden ve ağır yükünden usandığınızı ve çok uzaklara gitmeyi, izinizi kaybettirmek istemenizi düşünün.Neden mi dedim? Çünkü bunları düşündüğümde, hayatın çok güzel olduğunun farkına vardım ve tabiri caizse yeniden doğdum. İnsanlara ve tüm canlılara bakış açım değişti. Maalesef, sudaki balık misali hayatın kıymetini anlayamıyoruz. Küçük, basit sorunlar peşinde koşmakla ömür tüketiyoruz. Yaşarken kendimize hayatı zulmediyoruz. Sevgiyle kalınız,, yüzünüz hep gülsün.
Vecdi Murat SOYDAN
20/02/2014- Isparta
Kayıt Tarihi : 20.2.2014 14:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Vecdi Murat Soydan](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/02/20/yasama-sevinci-52.jpg)
Bu dünya fani olması hasebi ile gerçek cennet olamaz. Çünkü gerçek cennet hem bakidir hem de orada tek bir olumsuzluk yoktur.Bu dünyayı manen cennet misal yapmak mümkündür. Bunu başarmak ise ancak din-i islamın esaslarını hayata hakim kılmakla mümkündür. Lakin bu hayatın manası gülmek oynamak, herkese her konuda hoşgörülü olmakla tevil edilemez. Zira dinde gülmenin de yeri vardır ağlamanın da. Sevinmenin de yeri vardır üzülmenin de. Kızmanın da yeri vardır sakin olmanın da. Cezalandırmanın da yeri vardır affetmenin de. Çünkü bunlarsız bir dünya hayatı mümkün değildir. İnsan ancak kendi şahsına yapılan haksızlıkları affedebilir. Hukukullaha ve hukuku ibadullaha taalluk eden hususlarda bunu yapmaya yetkisi -isterse devlet reisi olsun-yoktur.
Saadet-i dareyn dediğimiz şeyi yakalamak içinse yine emr-i ilahi ve nehy-i ilahi çizgilerine dikkat lazımdır vesselam.
Hayırlı sınavlar.
TÜM YORUMLAR (1)