sıkmışım dişlerimi gözlerim kanayana kadar
çeyizimizde hüzün motifleri
göçebe bir ağıt göğsümün derinliklerinde
bu aşkın dönüşü yoksa
duman kırığı gözlerinde gecenin hıçkırıklar
kırık keman sesi ve adağım var
moraran hercai düşlerim ateşi delip ıslatır mendilimi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Hakikaten çok güzel bir şiir kutlarım saygı ve selamlar
ne'm kalır geriye gülüm seni alırlarsa benden
tiksintiler toplamı umutsuzluk sapağında ölüm.
Kaan İnce
ne'm kalır geriye gülüm seni alırlarsa benden
tiksintiler toplamı umutsuzluk sapağında ölüm.
Kaan İnce
ne'm kalır geriye gülüm seni alırlarsa benden
tiksintiler toplamı umutsuzluk sapağında ölüm.
Kaan İnce
bu aşkın dönüşü yoksa
suya düşer kokusu menekşelerin
deniz her zamankinden daha köpüklü
serçeler bir garip ötüşlüdür
martıları mavnalarla başka türlü danseder hamuruna sevgi katılmış bu dünyanın
Yüreğiniz dert görmesin
Ömrü heyatımda bundan daha güzel geveleyen insan görmedim Hüseyin demircan helal olsun
uretim adina zirnik orta yere koyamiyan..
tuketen.. amacsiz ve gayesiz bir bicim de.. tuketen.. yalnizca tuketenler icinde
- bu secici kurul birakin siir sair secimini.. carsida pazarda tezgahtan salatalik bile secemez.. nerde curuk carik porsumus kornison var onu secer..
.. diyen.. diyebilen.. densizler cikacaktir..
halbugsem secki heyeti.. canla basla.. ozveri gayretle.. hepsinden onemlisi adaletle secim yapiyor..
ben secki heyetinin yalakabasi degilim.. ancak bir ay onceki seckide ki sair ile sonraki seckilerdeki sairler arasinda akrabalik bagi oldugunu kanitliyamiyanlar birer mufteriden ibaretdir..
secki kurulu.. bu benim yakinim.. su benim hemserim.. beriki hisim akrabam.. diye ayirt etmeksizin.. herkese esit sans tanimakta..
iyi ama siirler kalitesiz.. eee yersen.. bu tamamen bizim basiretsizligimiz.. ataletimiz ile.. saksak neticesi gaza gelmemiz.. yazdigimizin siir oldugunu sanmamizla ilgili durum.. kurul naapsin..
yoksa dedem de secer nedir yani.. sen iyi siiri uret orta yere ko.. karanlikta el yordami.. kor dedemde secer..
bu sebeble ve vesile ile de.. kurula sukran duygularim iletirim.. panka hesap numarami da lutfen ozelimden alsinlar.. burda yer isgal etmiyeyim saygilar..
Merhametin Günahları Ezip Geçsin
Ağaçlar köklerinden uzağa
kurbağalar denizde yüzemez
Kurt kuzu ile kuşlar insan gibi gezemez
Yaradılış Mevladandır asla evrimleşemez
Gökyüzü merağı doğuştan bir tutku
Zamanı gelmediysede insan uzaya uydu
Semaların egemenliğinde sahibimiz duyurdu
Dünyadan göç var ebediyeti müjde ile duyurdu
Son nefeste insan gecede yıldızlara bakar
Gündüzlerde ışıldayan güneş ve gökkubbe
Kapalı alanlarda tavanlara süzülen gözler
Gel diyor yaratan sonsuzluğumun semalarına
Yaradanım sen ne büyük bir gücüsün tüm alemlerin
Meleklerin kollarından emanetlerin sana sevinçle gelsin
Dertler tükensin düğün bayram egemenliğinle şenlensin
Dünya çile dünya zından merhametin günahları ezip geçsin.
Harun Tokucu
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta