Yaşama dair..../... Yüzünüzün her anında mutluluklar gülsün! ! ...
bayramlar bir coşkudur..
ve güzelliktir..
yaşatabilenlere..
bütünleyip, sunabilenlere...
bendeki ağırlıklı yeri ise
hep hüzündür....
o hüzünün temeli
çocukluk yıllarımda atılmış belki de....
biliyor musun sevgili! ? ..
yaşamda ben en çok babamı sevdim....
onun kucağı
her zaman maviydi...
tıpkı gözleri gibi....
bayramlar ise;
hep hasret..
çocukluğum..
ve şimdi
kim bilir daha kaç sene.....
hatırlıyorum da;
çocukken de
hüznüm bana aitti..
hep gülen yüzlerimi gösterdim ben sevgili.....
güneşin doğuşuyla
yine aynı yüzüm yansıyacak....
yarın...
bayramın ilk günü....
ve yine herkes gülen yüzümü görecek...
bana mavimin öğrettiği....
yaşarken öğrettiği..
gözleri mavimin güçlüsü olmak..
yüreği kadar mavi olabilmek...
elbette onun maviliği
çocukluğunda gizli..
o henüz daha
dokuz yaşındayken
annesi sonsuzluğa gitmiş..
kardeşler içerisinde en büyüğü mavim...
en küçüğü henüz daha birbuçuk yaşında..
mavim küçücük bir çocukken
kardeşlerine annelik etmiş.....
hatırladığım
dört ya da beş yaşlarındayken;
derdi ki;
benim küçük prensesim
küçük ama çok güçlü..
bilek güreşlerinde yenen hep bendim....
güçlü olduğuma inanmamam mümkün değildi...
bir de; at olur sırtına alır taşırdı beni..
beni çok şımartırdı..
davranışları, maviliği...
çocukluk özlemlerine dayanırdı belki..
belki de; yaşamak isteyipte,
yaşayamadıklarında yaşatmaya çalışırdı...
Onu o kadar çok özlüyorum ki..
bizim oralarda..
ata ocağı denen bir deyim vardır...
ve içeriğinde çok derin anlam barındırır...
biliyor musun sevgili! ? ..
benim ata ocağım yok şimdi.....
annem kişilik olarak
esnemeyen ben egosu
öfkesi
ve agresifliği ile
şahsına nazır bir bütündü.
hala bir bütün...
nice yaşlar aldı.....
doğduğundaki kundak
hala aynı kundak..
açamadı..
büyüyemedi...
esneyemedi..
özü göremedi..
babamın ömrü onu mutlu etmeye çalışmakla
son yılları da hastalıklarla başetmeyle geçti...
çocukla çocuk oluyorsun diye az kızmamıştır ona....
sonra da; büyüdü kocaman kız oldu deyişiyle..
küçücük yaşta kafam karışır, allak bullak olurdu....
bir yandan çocuk
bir yandan kocaman kız..
evet sevgili ben küçücük bir çocukken
çok erken büyütülenlerdendim....
annemin öğretileri ile.....
karadenizde kız çocuğu nasıl büyütülüyorsa
öyle büyütüldüm ben....
farklı zamanlarda,
farklı ortamlarda
farklı farklı büyütüldüm.......
babam ise içimdeki çocuğu
sevgiyle hep besleyendi..coşkuyla büyütendi.....
farklılıklarım işte bundandır belki....
paylaşmadan geçemeyeceğim bir diğeri de..
mavim altmışaltı senesinde gitti istikbal için....
çok uzun yıllar çalıştı bizden uzaklarda....
çok net hatırlıyorum ilk onun ardından
çocuk yüreğim güçlü olacağım diye sağlığını zorladı...
bir de ikibinyedinin ocak ayında sonsuzluğa gittiğinde
sonra da...
ikimize dair hayaller yıkıldığında...
ikibinsekizin bir şeker bayramında...
yarın bayram....
bu ev
yine....
gülen yüzüyle ağırlayacak
bayram misafirlerini....
I CAN
I CanKayıt Tarihi : 26.11.2009 23:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!