Hani! derler ya,sap gibi ortada kaldım
Ne hayat bana güldü
Ne ben ona yarandım
Hayat hep diken sundu
Gülünü sakınarak
Ömrüm acıyla soldu
Her lahza batırarak
Okyanus ortasında kalmış
Bir sal gibiyim şimdi
Ne rüzgar var ne esinti
Esse de hoş,esmese de
Kalmamış ki bir beklenti
Alıp götürmediğin ne kaldı
Güzel günler umuduyla
Çaldığın yıllarıma mı yanayım
Yoksa şanssızlığıma mı ağlayım
Ne zamana,nede kadere sözüm geçti
Hala da bir umut var
Bu nasıl bir çelişki
Kader dedikleri buysa eğer
Yaşayan biziz,yaşatan başkası
Oynayan biziz,yazan başkası
Bize düşen sadece rol
Doğru oynayamazsan işin zor
Siyah beyaz bir yaşam,sanki iki boyutlu
Kainatsa rengarenk,ben ise neden renksiz
Eski resimler gibi,yarı mat,yarı puslu
Yaşıyorum hayatı,varlığımdan habersiz
Yaşamın sığlığında,sıkıştım balık gibi
Her çırpınış bir parça,alıyor hayatımdan
Halbuki yaşam dünyam,sonsuz okyanus gibi
Çıkamadım bir türlü,feleğin tuzağından
Yinede bekliyorum,hayat denen bahçede
Razıyım dikenine,yeterki kurumasın
Alıştım acıların,amansız şiddetine
Varsın gülleri olmasın
Kayıt Tarihi : 22.5.2007 12:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
SAKIN EMEĞİNİ BİLMEYENLERE SUNMA Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş. Ve onu 'Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da; kısaca Ranga Guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş. Ranga Guru ise; “Sen artık ressam sayılırsın Racaçi. Artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmış. Ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabiî. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Alıp resmi götürmüş Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş. Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş. Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte. Ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş. Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da, boyalar da kullanılmamış. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış. Ranga Guru ise; “Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiçkimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi. Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiç bir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma” demiş
Bir sal gibiyim şimdi
Ne rüzgar var ne esinti
Esse de hoş,esmese de
Kalmamış ki bir beklenti
Alıp götürmediğin ne kaldı
Güzel günler umuduyla
Çaldığın yıllarıma mı yanayım
Yoksa şanssızlığıma mı ağlayım
Ne zamana,nede kadere sözüm geçti
Hala da bir umut var
Bu nasıl bir çelişki
Anlamlı çok güzel bir çalışma şiir olarak mükemmel kutlarım saygılarımla
Razıyım dikenine,yeterki kurumasın
Alıştım acıların,amansız şiddetine
Varsın gülleri olmasın
Tebrik ederim çok güzel olmuş.Selamlar.
TÜM YORUMLAR (16)