çok seviyordun onu
o da seni
dünyalar senindi
ve bir şey oldu
o senden gitti
yıkıldın
hayalin dağıldı
mutluluğun
boşluğa saçıldı
hakkel yakin
gördün
onsuzluğu
o artık yoktu
sol yanının
yaşam soluğu
ve sokuldun
gecenin karasına
hülyalara savruldun
bir teselli serabında
özde
bütün mesele
kısaca
kim gitmiş
o zaten hiç gelmemiş
ne bu afra tafra
ardından döktüğün gözyaşına
buruk, yangın sevda şarkına
bir çift söz gerekmiş
gideni kim gönderdi
o mu gitti
iç’in mi
onu iteledi
ağlayışın ona mı
oyuncağını kaybeden
çocukça mı
eğer o öylesine gitmişse
ve seni mutsuzluğa terk etmişse
seni yok sayanı
var sayarak sen
ellerinin arasına alarak başını
kime ihanettesin
bir düşünsen
o senin kaprisinden yana
bir tavırla
uçmuşsa
baharına
e aferin ona
onu sakın ayıplama
kendini de asla suçlama
bu affedilmez bir hata
telafisi olmayan bir kaza
değil
insan böyle
ne etse
kendine
bumerang
misalince
sadece
beni dinle
yapma
bunu bir daha
tekrarlama
burada huzur yok
oyalanma
bu küstahlık
aklına sok
yok ben böyleyim
hem severim
hem döverim
ya da
ağlarım
ama
kovarım da
diyorsan
kelimeleri boşluğa
ve ağzını
gecenin ayazına
dayayıp
şehvetini aşka
ahmakça
yamayıp
sevdanın da
adını batırma
ihtirastan böğürmen
bununla da övünmen
hakikaten
büyük ayıp
şehveti aşk sanma huyu
üç kuruşluk zevki ömür boyu
sürdürme kuruntusu
seni açlığa
ve yalnızlığa
mahkum edecek
ötesi
çakma aşık bozuntusu
bir garabete dönüştürecek
iz’an lazım
biraz da hazım
darılma bana
muhatabı değilsen
sen zaten sözün
hiç üstüne alınma
vicdana
törpücü
biraz da
ruh gücü
lazım olur
kim bilir
belki ihtiyaç sahibi
biri okur
O Neden Gitti?
O neden gitti biliyorsun değil mi?
İki kişi olamadınız,
İstedin ki o sen olsun,
Sen ne dersen o olsun.
Var mı öyle üç kuruşa beş köfte dostum?
İnsan keser olmayacak, kendine yontan
Rende olmayacak hep veren,
Bıçkı olacak bir veren bir alan...
Aşkı anlatırken kitaplar
’o sen olacak sen o’ derler
Yalan hikayat ederler.
Çekil bir geriye de bak,
Hep sen ’o sen olsun’ derdindesindir,
Canın ne çekiyorsa o an o.
Sen melankoli istiyorsan,
o melul melul dolana.
Çılgınlıksa arzun kucağına atlaya.
Biraz uzaklaşması gerekiyorsa toz ola.
Çağırdığında yanıbaşında dura.
O an ne hissediyorsan onu vere sana.
Sonra bunun adının aşk olduğunu yutmayınca o,
Biraz canını yakasın, ağzına biber süresin.
E tabi eziyetine katlana ses çıkarmaya...
Buldun köle, tepe tepe kullan
Gidince, tepe taklak yuvarlan
Sahibi olmak istediğinin sevgilisi olamazsın.
Sevgiline o olma hakkı vermedikçe
Sen onda olamazsın
Yaşam işlerinde bu böyle
İşine gelirse...
Ve bazen de
Sen onda sende onun olduğu kadar olamamışsındır
Bu senin eksikliğinden değildir,
Onun tavrının, algı ve yaşama anlayışının
ondaki gereğidir.
Takma kafana, illa biri vardır bir yerlerde
Sana göre.
Biri gitmişse
Gidenin peşinde
Ölesiye yorulmak
Yeniye umudun celladıdır.
Yaşam Sofrası Kırıntıları Yazıtı
Mailis NalarsKayıt Tarihi : 5.7.2009 22:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!