"Hayat yaşamaya değer" deniyor hep, sanki başka seçeneğimiz varmış gibi.
"Hayat güzeldir" de diyoruz bazı bazı, sıkça "kıymetini bilmek lazım" filan da diyoruz üstüne, kaymaklısından; iyi de hiçbir şey bilerek gelmiyoruz ki dünyaya; burada doğurulup yaşamaya mahkum bırakıldığımız için "aslında fena da değilmiş hani, bir daha, hatta bir kaç kere değil, devamlı gelelim" deme seçeneğimiz ise hiç olmadığına göre, böylesi düz taban cümleler kurmanın da bir manası yoktur kanımca.
Yaşama delicesine bağlı olmaya, bağlı kılınmaya çabalatan albenili, süslü püslü ya da tumturaklı sözcüklere hiç mi hiç lüzum yok kısaca.
Hayat hayattır ya sadece ve onu gözümüzde büyütmenin de hiç bir şeye faydası olmuyor, küçültmenin de. "Hayat berbat" desen de budur olup olacağı, "hayat mükemmel" desen de bu.
Daha dostum eller ile gezer mi?
Solmuş derler gül benzinin iziği,
Daha dostum eskisinden güzel mi?
O ne dedi, sen ne dedin varıncak?