Yıldızlardan çaldığım bir gülüşle seni beklerim şimdi
Tüm kapılar kapanınca, tüm perdeler çekilince karanlığa,
Bir mum alevinde, kimi de bir ay ışığında dilsizliğin bağları çözülmez mi? .
Düşünce cemreler havaya, suya ve toprağa suskun türkümüz söylenecek nasılsa.
Sesinin, nefesinin ve yüreğinin atışlarına yetişecek çok sesli sözcükler yetiştiriyorum sana. Seni düşündükçe çocukluğumun oyun alanlarına dalıyor, bitip tükenmez şarkılarımla ve tüyden bacaklarımla gülüşlerine tutunuyorum. Bir sevincin çingene danslarında bu şiir seni anlatır yüreğimde taşıdığım sözlüklerde. Sözümü esirgemeden söyledikçe, Venüs güzelliğinin kalıntılarında sen yaşlı bir çınar ağacının gölgesinde beni beklersin inadına.
Ufuklarda yansıyan bir gemici fenerinin altında bir kadın suskun ihtiraslarını sorgulamaktadır. Kaçınılmaz bir gravürde geceleri erkekliğe soyunan bedenimiz ve kıvrılan her sigara dumanlarında aradığımız geçmişimiz yargılar bizi de. Seninle denizlerin tüm tuzlarına ismimizi yazsak, ya da bir sevdanın tüm yaşanmamışlıklarını yaşasak, soyunsak gönül avlumuzda ne çıkar. Sesini dinlemeden, nefesini koklamadan zirvelerden düşmen neye yarar.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta