Yasak Bir Sevda Yolcusu (Yeni Versiyon)

Yılmaz Sevket Arslan
37

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yasak Bir Sevda Yolcusu (Yeni Versiyon)

Yasak Bir Sevda Yolcusu

Yasak sevdalara yataklık eden cudi,

Gözlerini dikmiş,

Yaralı bir ceylan gibi mağrur mağrur bakıyor..

Her arşınladığım santimetre,

Sensiz kahpece bir tuzak..

Sensiz hayata her bakış,

Bedenimde mayınların patlama sebebidir bu kentte sevgili..

Diktim gözlerimi siluetine,

Binlerce kez yargıladım kendimi.

Yargılayıp kendimi idam ettim giyabında,

Sen başka baska sabahlarda baska bir dilde uyanırken..

Her rüzgarda kokunu,

Her gökkuşağında uc yasak renk,

Kesk u sor u zeri..

Her mavi denizde dalgaların beni savurup kayalara çarparak

Acı içinde kanaya kanaya sana getirmesini diledim...

Halep'te kor bir dilenci,

Midyat'ta kanunsuz bir kaçakcı,

Adana'da gocebe bir işçi,

Amed'de kizil bir isyancı,

Senin gözlerinde ise,asi bir serseri

Mechul gölgeler eşliğinde vals yapıyorum

Yetim ve kimsesiz mechul gölgelerde...

Ve sonra başka baska sabahlara uyandım,

Unutulmuş gözlerimdeki izlerine bakarken...

Duvarda asili yelkovan durmuş,

Akrep ise düşman şimdi bütün saklı düşlere..

Şimdi her düş bir isyan

Her bakış bir kaçamak

Ve her dokunuş tende yangın sebebidir bu kentte sevgili

Yangınlar ülkesinin çocukları değilmiydik biz?

Biz degilmiydik hep gülerek kosan yangınlara

Yana yana, kavrula kavrula,olmek istercesine..

Sensizlik şimdi her tan doğanda,sinsice doğuyor bu kentte,

Yağmurun hüzünlü damlaları yüreğimi ıslatırken..

Dudaklarım lal,

Bedenim yorgun,

Aklım desen;

Dusunuyorum oyleyse varim sendromunda..

Yuregim desen;

Onu çok geçmişte bıraktım,

Saklı ve yasaklı sevdalarımda...

Sen ve Ben

Kaybolurken bu karanfil kokan yasak sevdada

Kaçak bir tütüncü kadar tebessüm var şimdi dudak izlerimizde

Icimize cektigimiz her nefeste, sigaramizin tukenisi gibi..

Seni her hayal ediş bir öpüstür sevgili

Senin ismini anmak bir dokunuştur....

Ve avuclarıma çiziyorum senden kalan yanık yaralarımı

Yaralarim kabuk baglamadan sar onlari huzunle, en sevgili...

Aykırı günler yaşıyorum her doğan yeni günde,

Gökyüzü toz duman, kızıl kızgın,yangin yeri

Sol yanıma faili mechul bir kursun saplanmis

Kaniyorum,durmadan kaniyorum

Kanım toprağa karışıyor...

Masmavi hayaller kuruyorum

Kara, kuru esmer bedenim toprağa düşerken

Sessizce dudaklarımdan sen çıkıyorsun,topraga degerken

Her mavi, bir dus oluyor

Her dus bir tebessum oluyor..

Her taraf yabancı kalabalıklarla kusatiliyor

Hain bir kuşatma,ayrilik kokan altindayim

Bedenim yorgun,

Dilim lal,

Bedenim tutsak,

Olüm baş ucumda beni sah damarimdan opuveriyor...

Ya sen..Sen Yoksun..

Hangi sahilde martilara simit atiyorsun,

Hangi sehirde, yalanci gulumsemelerle donatiyorsun sokaklari,

Yoklugun aci,yoklugun keder,yoklugun ozlem..

Yoksun iste..

Olmayacaksın..

Hiç olmadın...

Son bir gayretle seni haykırıyorum,

Baş ucumda bekleyen bütün azraillere..

Seni diliyorum

Bütün deniz kızlarına

Afrodite ve

Hera'ya

Ve bütün tanrıçalara....

Sonra...

Düşüyorum..sessizce

Kendi sesimi unuturken

Yanlızlık bütün hücrelerimi esir alıyor

Hava ciyansi,ruzgar poyraz,gun batmis

Umutlar batarken sonsuzluga...

Ofkenin,

Nefretin,

Acının,

Ozlemin,

Yasaklığın,

Sana ait bütün duygular iç içe geçiyor,

Seni anıp düşerken.....

Gel...Ne olur gel

Gel,kaldır ve götür beni karanfil kokan ülkemize

Vahşi kısraklar gibi koşalım seninle

Yalın ayak düşelim sonra topraga

Kanasın her tarafımız...

Kanasın...

Kan aksın bütün sen kokan yaralarımdan..

Gel

Asi sevdam

Yasak düslerim

isyanında boğulan özlemlerim

Gel

Gelde kurtar beni

Bu namert şu su katılmamış acıdan..

Yilmaz Sevket Arslan

Yılmaz Sevket Arslan
Kayıt Tarihi : 13.6.2010 02:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yılmaz Sevket Arslan