Duvarların içindeki lanet dolu sesler
zaman sanki donmuş,
bir ışık
kafamın içindeki karmaşa giderek berraklaşıyor
üzerimde bıraktığı etki inancımı kaplıyordu
sanki çevremi saran sükunet
bu öfke dolu bataklığın pisliklerinden koruyor
bataklıktaki bir lotus çiçeği gibi
tüm güzelliğiyle, her şeye meydan okuyordu
odanın içindeki, sokak lambasının ölgün ışığıyla
huzuru sükuneti
mükemmelliği buluyordum
yitirdiğimiz her şeyin anlamı vardı
yaşadıklarımızın da
bu bir delinin düşü değil
yaşam gözyaşı,acı,mutluluk,haksızlık gülümsemek değil mi?
ümitsizlikleri umuda dönüştürmek
nedeni ne olursa olsun bedenimizi canlı tutan
bu duygular emanettir ellerimize
acaba bu emaneti herkes koruyabiliyor mu?
yaşamımız boyunca yenilen taraflarımızı inançla yenmek
galip gelme düşü kurduk
bu düşü gerçekleştirebilmek önemli değildi
yaşamayı seviyorum
güneşi,yağmuru da
ruhlarımız iki eski dost bedenlerimize
sıradan günleri,geceleri geçirdiğimiz
düş değil yaşadıklarımız
hayat bir cehennem bazen
her acının ardından başka acılara gitmek mi hayat?
dünya bizim zincirlerimize eklediğimizdir sadece
belki başka bir gezegende
başka yıldızlarda yada
başka bir evrende daha farklımı yaşam
kim bu evrenin düzenini bilebilir
çirkinliklerde,güzellikler de bize ait değil mi?
tanrının bize tercihleri sunduğu,
farklı seçeneklerimiz var
aptalca kederimize razı olmak,karşı koymamak
kendimize biçtiğimiz roldür
gücümüzü görmeden yaşamak,
gönül gözümüzü,düşlerimizi yok etmektir
kötülüğe kötülükle değil
bence masumiyeti kaybetmektir cehennem
yaşadıklarımız bizim
seçeneklerimizde
Kayıt Tarihi : 8.10.2007 10:48:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!