Su olamadı, akamadı birimizin yüreği diğerine. Dünya sığdı da bir ufacık bir damlaya, biz sığamadık. Yıllanmadık, yalanlandık. Acıydı özümüz, çekirdeklerimizden yeşermiyordu küçük fidanlar. Hani, beni salıverdiğin mandalina bahçesi var ya sevgili...
Kurudu!
Kurudu aşk, çok gözyaşı vardı ama denizi yoktu. Denizi varken de, yosundan bulaşan yeşili...
Sözler verilir her sevda doğarken...
"Biliyor musun? Çok seveceğim seni. Aklın şaşacak. Hatta dur dur, açayım mı yüreğimi? Bakacak mısın? Bak, bak! Gördün mü Sen'i? "
Ne gösterdiğin yerde ben vardım, ne de sen. Çekirdeğin karaya bulanmıştı senin. Hatta o kadar karanlıktı ki...
Kayboldum be sevgili!
Kaybolduk!
Yoktu ilk bakışın sihri. Dünyada tek bir büyü var diyordu birisi, "Aşk! ". Büyüye inanmazdım ama insan içinden içinden istiyor bu mucizeyi.
Birisi de diyordu ki; "Kalbine inanmalı insan. İnanmalı aşka. Yazıp çizene kadar, kozasından yeni çıkan kelebek gibi yaşamalı."
Yaşadık be sevgili! Yaşadık da, tükettik bile...
Gelmişti işte, nicedir kaçılan zamanlar. Yalanı yalanlamak bile eskidi sevgili...
Funda KocaevliKayıt Tarihi : 23.12.2013 19:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!