(Yaş Otuzbeş şiirinden adepte edildi)
C.Sıtkı Tarancı’ya Saygıyla)
Yaş yetmiş yolun tamamı eder
Varılacak yerin sonundayız ömrün
Delikanlı çağımızdaki cevher
Ağlamak sızlamak nafile bugün
Gözüne kaşına bakmadan gider
Saçlarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi ey dostlar, bu kırışık yüz
Ya gözler altındaki sarkık torbalar
Neden pişman görünürsünüz
Yıllar yılı saç taradığım aynalar
Zamanla nasıl da yaşlanıyor insan
Kime sorsam ben değilim
Nerde o eski günler o aşk o heyecan
bu güleç yüzlü adam ben değilim
Yalandır haylaz olduğum yalan
Kaçamak şeylerdi ilk bakışımız
Hatırası bile keyif veren
Yola birlikte çıktığımız
Dostlardan da ayrıldık bir bir
Peşimizde yalnızlığımız
Gök yüzünün mavi rengi varmış
Geç farkettim sözün sert olduğunu
Su insanı yıkar, ateş yakarmış
Biten her günün dert olduğunu
İnsan yetmişine gelince anlarmış
Armut sarı, elma kırmızı sonbahar
Her yıl biraz daha soluyor mevsim
Ne dolanıp duruyor tepemde bulutlar
Hangi evden çıktı bu cenaze, ölen kim?
Bu kaçıncı yuva gördüm tarumar
Bizi bekler ölüm köşe başında
Uyuyup da uyanmadın olacak
Kim bilir nerde kaç yaşında
Belki de kimseler kalmayacak
Sen bir başına musalla taşında! ..
*C.Sıtkı Tarancı - (muzaffer yıldırım)
Muzaffer YıldırımKayıt Tarihi : 15.9.2013 06:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!