Saat;
Ömrü otuz dokuz geçe,
Ölüme yirmi dört kala...
Ey seller gibi akıp giden gençliğim!
Nereye böyle?
Neden ardına bile bakmadan kaçıyorsun benden?
Ne zaman düşman olduk böyle?
Yıllarca dost bildiğim sen,
Şimdi zamanla el ele tutuşmuş,
Kayıp gidiyorsun avuçlarımdan.
Ey özgürlüğe kanat çırpan güvercinim!
Soluksuz yaşadığım yıllar nerede kaldı?
Soluk bile almakta zorlanır oldum artık.
Bir zamanlar seni hep benim bilirdim.
Kimse genç kalmıyormuş,
Kimse esir edemiyormuş gençliğini
Ve gün gelir hep senin sandığın,
Böyle uçup gidiyormuş dalından.
Ey dünyalık hediyem!
Geldiğin gibi gidiyorsun şimdi?
Saatler düşman,
Takvimler düşman,
Sen düşman olmuşsun bana.
Ateş yakmakta,
Mum erimekte,
Vade dolmakta.
Bildiğim bir son,
Bilmediğim bir sonu hazırlamakta.
Ey dolu dizgin hadde koşturan kısrağım!
Acelen ney?
Kime sevdan böyle?
Kimdir kavuşma aşkıyla seni yakıp kavuran?
Aşk yakmakta,
Ömür erimekte,
Vuslat yaklaşmakta.
Bilmediğim bir son,
Bildiğim bir yola çıkmakta.
Yaş otuz dokuz;
Ömrü otuz dokuz geçe,
Hadde yirmi dört kala...
Kayıt Tarihi : 22.1.2025 23:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
22.01.2025 A.T.A.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!