Artık yaş gerçekten otuz beş
Yolun neresindeyiz bilinmez
Umudum tren garında mülteci
Saçlarım da ak var
Yüzümde çizgiler
Aynalar acımasız
Aynalar haberci
Gözlerimde kırgın bir gülümseme
Bir defter
Bir kalem
Al sana hayat
Al sana gerçek muhasebe
Bir şiire bütün ömrümü sığdıran hayat
Mürekkebim kurudu
Peki kimde kabahat
Kokuşmuş insanlık
Varlık; kirli, çirkin ve de bayat
Yazıkçı amca firar etmiş
Deve kuşları başını gömerken kuma
Bir kasada, bir tek çürük elma
Bütün kalabalığa öylece yetmiş
Beyaz atında prens koca bir yalan
Bir masal anlatılır
Gökten üç elma geriye kalan
Körebe, saklambaç
Bu oyunun sonu hep sobe
Eğlendir gönlünü
Kapat gözlerini ve de oyalan
Üç gül var kara kaplı defterimde
Kurumaya hâzır ve de nâzır
Üç adam var benliğimde
Bir ben
Bir de ben
Yine ben
Nevi şahsına münhasır
Bir şiir demlenir
Kirli ve paslı çaydanlıkta
İlk defa kulakların kızarır
Komşunun kızı baktığında
Ah komşu kızı Melahat
Bütün yaptığım doğrular
Her defasında kabahat
Derken ölüm yaklaşır
Kandırma kendini
Ölüm hep yanı başında
Ölüm insandan ne zaman uzaklaşır?
Yaşım on beş
Gözümü bir kez kapadım
Baktım ki şimdi otuz beş
Bu hesaba matematik yetmez
Neresinden bakarsan bak
Yolun neresindeyiz bilinmez
Kayıt Tarihi : 30.6.2015 11:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!