Yaş otuz Şiiri - Ersoy Erdinç

Yaş otuz sanayide demirci ustası,
Bu yaşa kadar bazı sevdalar yaşamış ama hepsi boş olanla geçmiş yaşamı,
Bismillah la cıkmış iş yoluna,
Sokak başında olmayan bir kalabalık,
Karşı caddede bir büyük bir kamyon üzeri yük dolu,
Arkasında lüks bir araba,
Küçük adımlarla yaklaştım tabi bakarak,
Bir koşuşturma bir yukardan eşyaları veriyor bir alttan sırtlayıp,
Sultan aparmanın boş olana dördüncü katına taşıyorlar,
Yaklaştım ama beni bir şeyler ağırlaştırıyordu bugün,
Lüks arabanın arka koltuğunda kaldı gözlerim,
Simsiyah iki göz beni içine çekmişti sanki iki derin kuyu,
Atamaz olmuştu adımlarım ne bir ileri ne bir geri,
Yürü be usta dedi içimden sen kim bu güzel kim sen bir küçük bir taş,
O bir ulaşılmaz bir dağ dedim,
Ama yinede bakmadan da edemedim bir ara göz göze geldik,
Bir gülücük hafiften bir baş sallama,
Ey usta otuzundan sonra bu yük çok gelir sana,
Köşe başına bilmem kaş saatte vardım ama gözüm hep onda,
Arabada kalafatlı bir adam ensesi kalın kaç yüzlük bilmem ama üzerindeki elbise,
Arkadan sarışın bir kadın üzerinde yine bizim mahallede görmediğim elbise,
Kadın arabanın bagajını açtı elinde bir sakat arabası,
Birden soğuk terler akmaya başladı bedenimden,
Adam arabaya yaklaştı arka kapıyı açtı uzattı kocaman kollarını içeri,
Kucağındaydı bana hiç bu zamana kadar bu kadar güzel bakmayan gülümsemen o kızı,
Sokak taşlarına bağlanmıştım ayaklarım çakılı kardım bakkal amcanın dükkânın önünde,
Bir araba kornası sanayiden dükkan komşum çetin hadi gidelim dedi gayri ihtiyarı bindim arabaya,
Araba benimi götürüyor yoksa ben uçuyor muydum,?
O gün bana o kadar uzun geldi ki anlatama,
Günler haftalar camlardan bakarak geçti günlerim,
Sabahları beni beklerdi gitmemi sanki uğurlamak için akşam ise sanki çiçeklerle karşılar gibi,
Yine camın arkasında,
Bu gece efkârlandım oturdum sokak taşlarının üzerine tam karşımdaydı pencere,
Dudağımda yanık bir türkü elimde samsun sigara,
Balkonda bir ışık birden o kadın beni fark etti kalktım yürüdüm,
Döndüm, döndüm yine geldim tam orada bir ses hey delikanlı,
Elim ayağım bir birine karıştı buyurun dedim,
O kadar heybetli geldi kadın ki anlatamam karşısında küçüldükçe küçüldüm,
Bak delikanlı kıracaksan kızımı hiç bu sevdaya yeltenme buraya taşınalı kızım çok değişti,
Bir güzelleşti bir tatlılaştı anladım her sabah erkenden ve de akşamdan camın kenarında bekleşme nedenini,
Aptallaştım salaklaştım elim yüzüm kızardı dilim tutuldu kaldım orada sana söylüyorum bunları başkasına değil delikanlı,
Tamam dedim bir daha bu sokaktan geçmem sizleri rahatsızda etmem,
Kadın neden bak teyzem siz kim ben kim ben sanayide demirci ustası siz kimsiniz bilmem,
Yok dedi yıkamam kızımı bu saatten sonra yarın saat ikide gel bize,
Sen söyle bana dediklerini,
Eve vardım üzerimi hiç çıkarmadan uzandım yatağa,
Ne demeliydim ne söylemeliydim boş koydum dolmadı doluya koydum olmadı,
Sabah ezanı kulağıma başka geldi bu sabah,
Katlım aptes aldım girdim camiye,
Namazdan sonra açtım elerimi yaratana sen hayırlısı neyse onunla beni iş eyle,
Güzel bir tıraş boyadım ayakkabılarımı ütüledim elbiselerimi,
Beklemeye başladım saat ikiyi,
Çıraklar açacaktı bu gün iş yerimi,
Çıkmaya başladım merdivenleri,
Uzandı elim değdi zil düğmesine parmaklarım,
Girerken görmüştü beni camdan,
Kapı açıldı karşımda o bayan,
Buyur geç içeri karşı odada,
Yürüdüm vardım karşı odaya açmakla açmamak arasında bir sıkıntı bastı beni,
Pembe bir elbise bir gülümseme yüzünde gel otur yanıma,
Daha bir şey demeden beni yarın dışarıda gezdiririmsin dedi,
Yok demek lüksüm yoktu tabi konuştuk ilk gün havadan sudan,
Saat kaçta alayım yarın seni,
Sen ne zaman istersen o vakte hazır olurum,
Saat üç olsun o zaman,
Parktayız günlerden Salı durduk şelalenin karşısında eğildim bakım gözlerine,
Tuttu elerimden sakın beni bırakma bırakırsan bir cam gibi,
Ufalanır kırılır yok olurum beni bu kadar hayata senden başkası bağlamadı,
Sonramı küçük bir düğüm küçük bir yuva içindemi mutluluk dolu bir yaşam,
Çocuk mu o daha sonra,