İki adam; adam gibi oturdu
Masanın başına;
'Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz'
Gözleriyle ufukları aydınlatan
Işıklarıyla...
Gönüllerinde yanan ateşi
Tuttular,
Binlerce yıllık saltanatın üstüne.
Yeni bir sayfa açılırken halkın tahtında
Yeni bir ülkenin kızaran ufkunda
Saltanatın yıkıldığı o şafak vaktinde
'Yarın Cumhuriyeti İlan edeceğiz'
Dedi iki adam,
Oturdukları masanın başında.
Bir ulusun güneş doğarken bahtında
Tüm şehitler resmi geçitteydi
O ay yıldızın altında...
İki adam; adam gibi oturdu
Masanın başına;
'Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz'
Karanlıkları yaran gözleriyle
Bir ulusun yüreğinden fışkıran
Sözleriyle;
'Yarın Cumhuriyeti İlan Edeceğiz'
Halkın iradesiyle,
Ahmet TIĞLI 22.10.2006 (Sevgi Merdivenleri)
Ahmet TığlıKayıt Tarihi : 28.10.2006 11:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Birkaç gün önce meclisimizde yaşanan bir tartışmaya şahit oldum. Değerli bir milletvekili; Gelişmiş ülkelerin seviyesine yükselip layık olduğumuz saygınlığı kazanacağız diye söyleyince diğer değerli milletvekillerimizin tepkisiyle karşılaştı. Onlarda cevap olarak şöyle söylüyorlardı. “Ahlak olarak şanlı Türk milletinin gelişmiş ülkelerden ahlak dersi alması söz konusu olamaz. Bilakis şanlı milletimiz ahlak konusunda gelişmiş ülkelere ders verecek kapasiteye sahiptir. Söz konusu adaletse Irak’ ta masum insanların üzerine bomba yağdıranların nekadar adil olduklarını söyleyebilirsiniz?” Geçenlerde değerli başbakanımız da buna benzer bir açıklama yapmıştı “Bizler gelişmiş ülkelerin fen ilimlerini kendimize örnek alacağımıza ahlaksızlıklarını örnek aldık” Ertesi günü gazetenin biri soruyordu ”Hangi Ahlaksızlık?” Şimdi bu konular hakkında kendi görüşlerimi açıklamaya çalışacağım… Ulusalcılık taslayan kesimin gelişmiş ülkelerin bile ahlak seviyesinin çok çok altında olduğu apaçık bir gerçektir. Zira ülkelerinin gerçeklerini inkâr edip görmezden gelerek kendi vatandaşlarına zulüm uygulaya bilen, barışı tehdit edici siyasi terör estiren, hukuk cinayetlerine göz yuman, Ülkemizin çeşitli kurumlarındaki çeteleşmeleriyle, kadrolaşmalarıyla ve bu kadrolaşmayı kaybetmenin verdiği öfke ile tüm kinini ortaya koyan ve kendilerini sonsuz karanlıklara götürecek bir ahlak anlayışına sahiptir. Ama şanlı milletimizin Kuranı Kerim sebebiyle sahip olduğu ahlak tüm dünya ya çok güzel bir örnektir. Ve sonsuzluğa uzanan hayat yolunun başarılı ve mutlu bir şekilde son bulması için tüm insanlığa çok çok gereklidir.
Ayrıca şanlı milletimizin adaleti ve insanlığa olan merhameti efsanevi bir hal almıştır! Gazetenin sorusuna gelince; öncelikle bu ulusalcı kadınlar gelişmiş ülkelerin kadınlarını örnek alarak soyunmaya başlamışlardır. Ve dans adı altında porno filmlerini aratmayacak şekilde gencecik kızlarımızın çıplak olarak genç erkekler ile sevişiyormuşçasına yaptığı gösterilerdir. Bir zamanlar bu konu Vakit gazetesinde resimler eşliğinde işlenmişti. Ayrıca alkollü içki kullanmayı, kumarı, kadınların bikinilerle podyumlara çıkıp defileler düzenlemesini, kadınların ekranlarda sanat adına göğüslerini teşhir etmesini, gazetelerinizde çıplak kadın fotoğrafları yayınlamayı aydınlık bellediniz. Çağdaşlık kabul ettiniz Ve yine bu ulusalcı geçinen çevrelerin adalet anlayışı; onlar sadece kendilerini ve hortum düzenlerini düşünen adaletsizliklerini, gelişmiş ülkelerden örnek almışlardır. Bu anlamda Cumhuriyetimizin ruhuna bile ihanet etmişlerdir. Laikliği dinsizlik olarak algılayıp insanlarımızın Cumhuriyete karşı tepki koymalarına sebep olmuşlardır. Oysa laiklik dinsizlik demek değildi. Din ve vicdan özgürlüğü, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması demekti. Bu; devlet işlerimizde uğraşan insanlarımız dinsiz olsun ve dindar insanların her fırsatta önünü tıkayıp onlara zulüm uygulasın demek değildi! Ben bazı dindar insanlardan bu konu hakkında şu ifadeyi duymuştum. “Onların hali; tapınmak için helvadan put yapıp acıkınca da onu yiyen putperestlerin hali gibi. Kendilerine hitap ettiğinde Cumhuriyetçi, mazlumların çıkarları söz konusu olunca diktatör oluveriyorlar.” Oysa bizler gelişmiş ülkelerin ilimlerine ve tekniklerine talip olmalıyız. Ve hakiki manada adalet, merhamet, güzel ahlak gibi evrensel değerlerin ışığında Cumhuriyetimize sahip çıkmalıyız. Eğer Cumhuriyetçiliği İslam karşıtı gibi gösterip insanlarımızı “Cumhuriyetçimi yoksa Müslümanmısın?” Sorusuyla karşı karşıya getirirsek hiç şüphesiz bende dahil tüm şanlı milletimiz müslümanız cevabını verecektir! Bundan ise şiddetle kaçınıp Cumhuriyetin asıl gayesi olan; çeşitli inanç ve ırktaki insanların barış, adalet, merhamet ve güzel ahlak gibi evrensel değerlerin ışığında özgürce yaşamak ilkesini korumalıyız. İşte bu gibi sahip çıktığımız değerler ile gelişmiş ülkelerin ilim ve tekniğine sahip olduğumuzda muasır medeniyetler seviyesine çıkmış oluruz. Hatta çok daha yukarılara çıkıp kendimize has olan medeniyetimizi ilan etmiş oluruz. O zaman başkaları bizlerden örnek almaya başlar. Çünkü bizim medeniyetimiz sonsuzluğu görebilen ve o gerçeklere göre; sonsuz saadeti ve aydınlığı hedef alan bir medeniyettir.
TÜM YORUMLAR (1)