Yarimizsin İstanbul

Cahide Merziye Karaca
31

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yarimizsin İstanbul

Seni görmek, geçmişi hissetmek derinden
Seyretmektir zamanın içinden.
Efsanevi büyün esir eder ruhları
Minareler şahadet eder,
Çanlar vururken güzelliğine…
Sevginin, barışın dilidir siluetin,
Hayran bırakır her halin,
Eşsiz güzelliğinde gizem…
Seni sende dinlemek;
Sırlarla dolu anılarda
Dolaşmaktır, adım adım.
Bir cazibe ki bu, gönüller sende kalır.
Asırlar boyu paylaşılamayan mücevherdin,
Yaban ellerde örselendin.
Hayallerini süslerdin,
Seni konuk ederdi ihtiraslı düşlerinde,
İmparatorlar, krallar…
Planlar kurardı senin üstüne,
Arzulandın ölesiye…
Ulaşılamayan emeldin.
Entrikalar, anlaşmalar,
Uzun süren kuşatmalar,
Ölüm kokan savaşlar,
Kanlar aktı oluk oluk!
Gözyaşları, açlık…
Yandı yıkıldı yer, gök
Başından eksilmedi afet,
Gösterdi yüzünü her türlü felaket…
Kimse vazgeçmedi, vazgeçemedi senden…
Narin ellerin iki kıtada,
Benzerin yoktu ki başka, dünyada…
Göz kamaştıran büyün,
Çağırdı hep kendine,
Çağlar ötesinden seslendi,
Fatih’ine…
Güzelliğin mutluluğa hasretti.
Bekledin asırlar boyu…
Son Resul’ün duası,
Genç Fatih’in dehası,
Karada yürütülen kalyonlar,
Ve… Sürpriz oldu seherde gözlenen haliç!
Özgürlük vakti senin için…
Ey Konstantinopolis! Ey nazlı İstanbul!
Top gülleleri göğsünü döverken,
Biliyordun her şey başka olacak.
Yeni bir çağ, hoşgörü ile başlayacak…
Ulubatlı Hasan’ın diktiği bayrak,
Özgürce dalgalanacak…

Yeni bir çağ, yeni bir medeniyet…
İstanbul, milletime emanet!
Nazlı yarin yaraları sarılsın tez elden
Ferman, Fatih’ten
Müslüman, Yahudi, Hıristiyan
Ötekileştirilmeden…
Artık birlikte yaşayacak.
Cami, kilise, havra olsa da ibadethaneler,
Yükselirken gökyüzüne ince minareler,
Zarar görmedi, Allah’ın anıldığı hiçbir yer…
İstanbul! Özgürlük ne demek göster!
Görsün dünya zafer sarhoşluğundan uzak,
Edep timsali bir Fatih …

Yarimizsin İstanbul!
Vatanın her köşesinden insan,
Dünyadan, türlü türlü lisansın.
Koyların, masumca karaya sığınmış,
Yeşilin maviyle kardeş,
Bulmak cidden zor, sana bir eş.
Yedi tepen, her semtin başka bir güzel,
Hatırlatır yaşanmış hikâyeler…
Yıkık surlarında görürüm,
Belli belirsiz hayaller…
Koşuşturur sanki
Tekbir sesleriyle yeniçeriler…
Topkapı Sarayı,
Çıkınca karşına ihtişamlı ve alımlı,
Zarif nakışlar konuşur,
Suskun kalır kelimeler.
İçimizi hüzünle titretir,
Yakınlaştırır geçmişi, kutsal emanetler.
Üç kıtaya hükmeden,
Fermanlar çıkardı senden.
İstanbul, mazlumların sığındığı yerdin,
Zalimlerden…
Eyüp’te, Fatih’te ya da başka bir semtte,
Duyabilir miyim?
Paylaşır mı yaşlı çınarlar?
Suskun tanıklık ettikleri anıları,
Yapraklarında raks ederken rüzgâr…
Seni gezmeye isyanı var vakitlerin,
Boğaziçi’ni süsler narin yalıların,
Salınır Dolmabahçe, Beylerbeyi, Çırağan
Daha nice kasırların, sarayların…
Nöbet tutuyor hala gördüm, iki yakada hisarların.
Benzersiz bir estetik şaheserin,
Çağırır görkemiyle kendine,
Kuşatır gönülleri tepeden,
Mimarını özleyen Süleymaniye…
Ayasofya, Aya İrini zamana inat dimdik ayakta,
Selam verir karşıdan Sultanahmet,
Eyüp’te ise herkesi dualar karşılamakta.
Kaç ömür tüketti yaşıyla Yerebatan Sarayı,
Kaç yaşama su verdi sarnıçların,
Romalı askerdir suskun…
Silahsız nöbet tutar Dikilitaşların.
Galata Kulesi sessiz,
Hüzünle gözlerken yangınları,
Onun gözüyle bakar İstanbul’a hayranları.
Eminönü’nde yaşam hızlı akar,
Gemiler yanaşır iskeleye peş peşe
Umutlar iner, umutlar biner,
Yeni Cami’den uçurtulur güvercinler…
Kapalıçarşı hayat dolu,
Renk cümbüşü, kalabalık,
Tarihler boyu alışveriş, bitmeyen pazarlık…
Şifa aranan yer Mısır çarşısı,
Bir çay içimlik sefası yeter Çamlıca’sı,
Gezmekle tükenmez ki yerlerin,
Anlatmakla bitmez bin bir çeşit eserlerin…
Gecen ayrı güzel, gündüzün ayrı,
Güneşin ışıltısı, mehtabın büyüsü,
Başkalaşır sanki kıyılarında.
Kartpostala dönüşüverir her yer,
Ve gerçekten de seyredilmeye değer…
Sırıtır yanlışlığı çarpık yapıların,
Eşsiz doğana, denizine dokunur.
Güzelliğini bozacak her el,
İnsanlık tarihine ihanet olur…

İstanbul!
Yetmiş iki millete,
Hançerenden çıkan içten davet,
Cevap bulur yüz yıllardır…
Irk, renk, dil, din gözetmeden,
Kucak açar toprağın, taşın.
Farklığı barındırırken,
İnsanlık yükselir tepelerinden.
Bir lokma ekmek için koşturan da,
Bin bir varlık içinde yüzen de,
Emanetini bekler sende…
Yaşam içinde yaşamlar, ilmek ilmek,
Mutlulukla hüzün sende iç içe,
Binlerce yıllık tarihinin üstünde
Kimler hüznüne arkadaş edinir
Kıyılarındaki yakamozları…
Yalnızlıklarını paylaşır,
Martıların sesini, kız kulesini…
Mutluluk belki bir vapur sesi,
Haydarpaşa’da sevdiğini bekleyiş,
Boğazda bir gezi sefası,
Dalgaların rıhtımda çırpınışı,
Galata Köprüsü’nde balık kokusu,
Piyerloti sırtlarında yatıp,
Haliç’le ufka dökülen
İstanbul’u seyretmek,
Acı bir kahve yudumlarken
Yorgunluğu unutmak…
İstanbul’da yaşamak,
Mutluluğu geçmiş zamanla paylaşmak,
İstanbul’la yaşamaktır…
Rahmindedir insanlık.
Her karışında buram buram tarih,
Her katmanında bir medeniyet,
Kazsan bir parça toprağı,
Yıllar öncesinden ses verir…
Geçmişten geleceğe
“Yarimizsin” dedirtir.
Efsanevi büyün esir eder ruhları
Minareler şahadet eder,
Çanlar çalar güzelliğine…
Sevginin, barışın dilidir siluetin,
Hayran bırakır her halin,
Eşsiz güzelliğinde gizem…
Seni sende dinlemek;
Sırlarla dolu anılarda
Dolaşmaktır, adım adım.
Bir cazibe ki bu, gönüller sende kalır.
Asırlar boyu paylaşılamayan mücevherdin,
Yaban ellerde örselendin.
Hayallerini süslerdin,
Seni konuk ederdi ihtiraslı düşlerinde,
İmparatorlar, krallar…
Planlar kurardı senin üstüne,
Arzulandın ölesiye…
Ulaşılamayan emeldin.
Entrikalar, anlaşmalar,
Uzun süren kuşatmalar,
Ölüm kokan savaşlar,
Kanlar aktı oluk oluk!
Gözyaşları, açlık…
Yandı yıkıldı yer, gök
Başından eksilmedi afet,
Gösterdi yüzünü her türlü felaket…
Kimse vazgeçmedi, vazgeçemedi senden…
Narin ellerin iki kıtada,
Benzerin yoktu ki başka, dünyada…
Göz kamaştıran büyün,
Çağırdı hep kendine,
Çağlar ötesinden seslendi,
Fatih’ine…
Güzelliğin mutluluğa hasretti.
Bekledin asırlar boyu…
Son Resul’ün duası,
Genç Fatih’in dehası,
Karada yürütülen kalyonlar,
Ve… Sürpriz oldu seherde gözlenen haliç!
Özgürlük vakti senin için…
Ey Konstantinopolis! Ey nazlı İstanbul!
Top gülleleri göğsünü döverken,
Biliyordun her şey başka olacak.
Yeni bir çağ, hoşgörü ile başlayacak…
Ulubatlı Hasan’ın diktiği bayrak,
Özgürce dalgalanacak…

Yeni bir çağ, yeni bir medeniyet…
İstanbul, milletime emanet!
Nazlı yarin yaraları sarılsın tez elden
Ferman, Fatih’ten
Müslüman, Yahudi, Hıristiyan
Ötekileştirilmeden…
Artık birlikte yaşayacak.
Cami, kilise, havra olsa da ibadethaneler,
Yükselirken gökyüzüne ince minareler,
Zarar görmedi, Allah’ın anıldığı hiçbir yer…
İstanbul! Özgürlük ne demek göster!
Görsün dünya zafer sarhoşluğundan uzak,
Edep timsali bir Fatih …

Yarimizsin İstanbul!
Vatanın her köşesinden insan,
Dünyadan, türlü türlü lisansın.
Koyların, masumca karaya sığınmış,
Yeşilin maviyle kardeş,
Bulmak cidden zor, sana bir eş.
Yedi tepen, her semtin başka bir güzel,
Hatırlatır yaşanmış hikâyeler…
Yıkık surlarında görürüm,
Belli belirsiz hayaller…
Koşuşturur sanki
Tekbir sesleriyle yeniçeriler…
Topkapı Sarayı,
Çıkınca karşına ihtişamlı ve alımlı,
Zarif nakışlar konuşur,
Suskun kalır kelimeler.
İçimizi hüzünle titretir,
Yakınlaştırır geçmişi, kutsal emanetler.
Üç kıtaya hükmeden,
Fermanlar çıkardı senden.
İstanbul, mazlumların sığındığı yerdin,
Zalimlerden…
Eyüp’te, Fatih’te ya da başka bir semtte,
Duyabilir miyim?
Paylaşır mı yaşlı çınarlar?
Suskun tanıklık ettikleri anıları,
Yapraklarında raks ederken rüzgâr…
Seni gezmeye isyanı var vakitlerin,
Boğaziçi’ni süsler narin yalıların,
Salınır Dolmabahçe, Beylerbeyi, Çırağan
Daha nice kasırların, sarayların…
Nöbet tutuyor hala gördüm, iki yakada hisarların.
Benzersiz bir estetik şaheserin,
Çağırır görkemiyle kendine,
Kuşatır gönülleri tepeden,
Mimarını özleyen Süleymaniye…
Ayasofya, Aya İrini zamana inat dimdik ayakta,
Selam verir karşıdan Sultanahmet,
Eyüp’te ise herkesi dualar karşılamakta.
Kaç ömür tüketti yaşıyla Yerebatan Sarayı,
Kaç yaşama su verdi sarnıçların,
Romalı askerdir suskun…
Silahsız nöbet tutar Dikilitaşların.
Galata Kulesi sessiz,
Hüzünle gözlerken yangınları,
Onun gözüyle bakar İstanbul’a hayranları.
Eminönü’nde yaşam hızlı akar,
Gemiler yanaşır iskeleye peş peşe
Umutlar iner, umutlar biner,
Yeni Cami’den uçurtulur güvercinler…
Kapalıçarşı hayat dolu,
Renk cümbüşü, kalabalık,
Tarihler boyu alışveriş, bitmeyen pazarlık…
Şifa aranan yer Mısır çarşısı,
Bir çay içimlik sefası yeter Çamlıca’sı,
Gezmekle tükenmez ki yerlerin,
Anlatmakla bitmez bin bir çeşit eserlerin…
Gecen ayrı güzel, gündüzün ayrı,
Güneşin ışıltısı, mehtabın büyüsü,
Başkalaşır sanki kıyılarında.
Kartpostala dönüşüverir her yer,
Ve gerçekten de seyredilmeye değer…
Sırıtır yanlışlığı çarpık yapıların,
Eşsiz doğana, denizine dokunur.
Güzelliğini bozacak her el,
İnsanlık tarihine ihanet olur…

İstanbul!
Yetmiş iki millete,
Hançerenden çıkan içten davet,
Cevap bulur yüz yıllardır…
Irk, renk, dil, din gözetmeden,
Kucak açar toprağın, taşın.
Farklığı barındırırken,
İnsanlık yükselir tepelerinden.
Bir lokma ekmek için koşturan da,
Bin bir varlık içinde yüzen de,
Emanetini bekler sende…
Yaşam içinde yaşamlar, ilmek ilmek,
Mutlulukla hüzün sende iç içe,
Binlerce yıllık tarihinin üstünde
Kimler hüznüne arkadaş edinir
Kıyılarındaki yakamozları…
Yalnızlıklarını paylaşır,
Martıların sesini, kız kulesini…
Mutluluk belki bir vapur sesi,
Haydarpaşa’da sevdiğini bekleyiş,
Boğazda bir gezi sefası,
Dalgaların rıhtımda çırpınışı,
Galata Köprüsü’nde balık kokusu,
Piyerloti sırtlarında yatıp,
Haliç’le ufka dökülen
İstanbul’u seyretmek,
Acı bir kahve yudumlarken
Yorgunluğu unutmak…
İstanbul’da yaşamak,
Mutluluğu geçmiş zamanla paylaşmak,
İstanbul’la yaşamaktır…
Rahmindedir insanlık.
Her karışında buram buram tarih,
Her katmanında bir medeniyet,
Kazsan bir parça toprağı,
Yıllar öncesinden ses verir…
Geçmişten geleceğe
“Yarimizsin” dedirtir.

Cahide Merziye Karaca

Cahide Merziye Karaca
Kayıt Tarihi : 27.5.2010 23:57:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Erdoğmuş
    Osman Erdoğmuş

    Doğum gününüz münasebeti ile
    uğradığım sayfanızda,
    Bu güzel çalışma ile karşılaştım.

    Tebrik ederim

    Yaşayacaklarınız,
    Yaşadıklarınızdan daha renkli,
    Daha hareketli,
    daha bereketli
    Geçmesi temennisi ile
    Doğum gününüzü tebrik eder
    Sağlık
    Afiyet
    Başarı dolu bir ömür
    Yüce Rabbimden niyaz ederim

    (Doğum günü için yazmış olduğum beyit.

    Seviyorum işte seni isterse kainat duysun.
    Seninle tanıştığım gün benim doğum günüm olsun.)

    Osman ERDOĞMUŞ
    SAKARYA

    Cevap Yaz
  • Enes Danış
    Enes Danış

    Şair; Sevdanın feryadını yazmış,ne güzel dile gelmiş dizelere süzülmüş,öyle ki feryad çula bürünmüş...Güzel bir şiir okudum

    Cevap Yaz
  • Hüsamettin Sungur
    Hüsamettin Sungur

    Begeniyle okudum tebrikler

    Cevap Yaz
  • Serkan Set
    Serkan Set

    İstanbul’la yaşamaktır…
    Rahmindedir insanlık.
    Her karışında buram buram tarih,
    Her katmanında bir medeniyet,
    Kazsan bir parça toprağı,
    Yıllar öncesinden ses verir…
    Geçmişten geleceğe
    “Yarimizsin” dedirtir.

    Cahide Merziye Karaca


    Tekrar okumanın hazzını aldım çünkü aşık olduğum şehir İSTANBUL

    Cevap Yaz
  • Aşık Külhanî
    Aşık Külhanî

    Eh ! İstanbul bu... Böyle de usta bir şairin nefesiyle böyle güzel anlatılır elbet.Uzun ama soluksuz okunan güzellikte...Tebrikler.Tam puan tabii...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Cahide Merziye Karaca