Bıçak gibi bir gidişti
Arkanı döndüğünde
Sallanmadı sardunyalarımın yaprakları
Kesin
Ve
Net
Sadece bitti.
Ben gidişinin ardından bakakaldım. Hani kırmızı uçan bir balonun ellerinden kayıp gitmesine izin vermek gibi bir el sallayış tutturdum sade. Kesif bir koku duyuldu. Uzun zaman önce ölmüş bir kadının parçalanışına dair... Yeşil bir su kuşu, gölün sakin sularını bulandırarak kondu. Kıyıya çarpan dalgaların çırpınışı içinde kayboldu hayalin.
Bekledim
Bekleyişler içinde
Kayboluşumu seyrettim
Seni sevmek
Yeniden varolmaktıysa
Ben sensizlikte zamana yenildim.
Bir yudum çayın yanında içtiğim sigaranın dumanını salıverdim gökyüzüne. Buradan yıldızlar buğulu bir perdenin arkasından dans eden kadınlara benziyorlar. Silik, alımlı... Sensiz saydığım kaçıncı kadın, kaçıncı yıldız bu...
Güneş
İnat etmiş bir kere
Yakmak
Yanmak için.
Sen hiç yandığını gördün mü suyun, sayısız kere kavrulduğunu, sönmediğini sönemediğini. Güneşin sevdasını anlamak zor, içine girip bilmedikten sonra. Yağmur yağıyor suları titreterek. Biliyorum söndürmeyecek bu yangını. Su kuşu yağmuru yudumlayarak yüzüyor. Kızıla bürünüyor, yangınına karışıp havalanıyor gökyüzüne.
Güneş bu elbette batacak
Başka başka suların
Başka başka kuşların
Kanına karışacak
Sadece zamanını bekliyor.
Derken tüm haşmetiyle ay çıkıyor yıldızları sönük bırakarak. Suya aksini veriyor, sevda bu mu? Biliyor, paylaşmak zor. Zamanı geldiğinde yerini yangına bırakacağını anlıyor. O yüzden sarıyor suyu tüm sakinliğiyle ve küçük bir öpücük konduruyor tutkusuz ama sevdalı. Ay’ın yangını içinde büyüyor. Her gün biraz daha yerleşerek bedenine.
Yeşil bir su kuşu, gölün sakin sularını bulandırarak konuyor...
Dünya varoldukça sürecek bir hikayenin kahramanları onlar. Birbirlerinin farkındalar ve bu farkındalık can yakıyor...
(31.05.2004)
Çiğdem AğbulakKayıt Tarihi : 31.5.2004 12:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!