Seni unuttum dediğim gün, aslında yokluğunu en keskin hissettiğim gündü.
Sessiz sedasız çıktın hayatımdan, sanki bir "hoşçakal"ı bile çok görmüştün bana.
Artık "bitti" diyene kadar hâlâ aralık bir kapı var gibiydi.
Sonra,
Ayrılığın kelimelere dökülme vakti geldi.
"Bitti", dediğin an sadece biz bitmemiştik.
Dünyanın bütün güzellikleri anlamını yitirdi o an,
Geceyi aydınlatan ay bir anda kayboldu, gece zifiri karanlığa büründü.
Sigaram da söndü sonra. Aynı senin içindeki bana karşı olan her şeyin söndüğü gibi.
Sonra, gecenin karanlığında bir anlığına başımı kaldırdım, belki içimdeki yalnızlığa bir çare bulurum diye.
Zifiri karanlıktan başka hiçbir şey yoktu gözlerimde.
Belki de sen gitmeden önce, benim için yalnız sen vardın kâinatta.
Nereden geldiğini bilmediğim bir keman sesi yankılanmaya başladı kulağımda,
Seni anımsatıyordu her notası, ama o karanlık gecede sen yoktun.
Keman sanki kulağıma "Yarım kaldık," diye fısıldıyordu.
Seninle tamamlanmamış bir şiirin sonunda kalakalmış gibiydik.
Eksik kalmış bir mektup gibi, sen gittiğinden beri ben hep biraz eksik kaldım.
Kalbim, "hâlâ devam edecekmişiz," sanıyor,
Ama, sevmenin yarım hâli yoktur derler.
Yarım kalan bir şey ne tamam olur, ne de silinir.
Sadece kanar.
Kayıt Tarihi : 3.8.2025 19:15:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)