Bir otobüsün en arka koltuğunda son durağa gelmiş gibiyim elimde bir valiz sırtımda ise koca bir yük.
Geride bıraktığım ise;bir,iki simit parçası ve yarı dolu bir çay bardağı.
Yürüyorum başı boş bir sokakta köşeyi hemen dönünce bir kapı beliriyor karşımda kilidi bana ait olan açıyorum usulca koridorda yankılanan ayak sesleriyle ilerliyorum.
Ev boş ses seda yok bir dört duvar birde ben kalıyoruz bir başımıza yarım bırakılanları tamamlamak adına,tozlu raflardan aldığım bir kaç kitapla oturuyorum eskimiş bir koltuğa perdeyi araladığımda ise güneş gülümsüyor bana.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta