Hayatımızda,yaşamımızda öyle şeyler değiştiki...!
Teknolojide,geleneklerimizde,herşeyde...
Geriye dönüp baktığımızda,değişim rüzgarının kuvvetinde değerlerimizde bile değişim yaşandığını görebiliyoruz artık..
Değişmeyen ne kaldı?
Durun söyleyeyim..Herşey değiştide birtek değişmeyen,dul kadınlar hakkındaki ön yargılarınız...
Kimse boşanmak için evlenmiyor..Sorunların üstesinden gelinemediğinde ayrılık kaçınılmaz oluyor.Kaldıki; Ölüm denen bir olguda var.Çok sevdiğiniz eşinizi bir bakmışsınız yitirmişsiniz..
Türkiyede; dul kadın olmak zor,dul anne olmak dahada zor..
Diyeceksinizki şimdi böyle bir yazı nereden çıktı? Söyleyeyim..Kendi medeni durumuma henüz tam adapte olamamışken,ummadığınız kişilerden ummadığınız çirkinliklere maruz kalmak..
Bu gün dul kadının imajına kuşbakışı bir göz atalım,sonra sizlerin yorumunuzla konuyu deşeler,belki; yeni ve sağlıklı dul kadın imajını toplumumuza hediye bile edebiliriz ne dersiniz?
Boşanmak; Taraflar açısından travmatik bir süreçtir.Kadın için asıl travma,boşanma sürecenin kaldırdığı toz duman dağılıpta,göz gözü görür olduğunda başlar..Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi değildir..
Ne dostlar
Ne arkadaşlar,
Ne patronlar
Nede komşular...
Önce,
Sorgu sual..
Çevrenin boşanma nedenini öğrenebilme yolundaki,ipüstü canbazlıkları..
Tuhaf bakışlar,
Sorgulayan gözler...
Niye bu kadar neşelisin? Kesin birisi var.
Ne işler çeviriyorsun?
Aşağı tükür,eski kocasını unutamayan depresif kadın....
Yukarı tükür,potansiyel hafif kadın..
Arası yok...Arasına zaten izin yok.
Metropoller biraz farklı olsada,sorun; farklı boyutları ile yurdumun her yerinde aynı..
Birde aydın geçinen,beynini,hep kafasının üstünde zanneden,örümcek beyinliler vardır..Sinsice,dostça yaklaşır..Dinler seni..Yaralarını sarmaya adamıştır kendini..Nede olsa,kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez..Düşer maskesi..
Ona göre ve her halukarda dul kadın kesin kuyruk sallamıştır..!
Sanki yurdum erkeğinin,kuyruk sallanmasına ihtiyacı varmış gibi(!)
Toplum inceden inceye,dul kadının çevresini,tozlu ağları ile örerken.,O,haksızlığa uğramış psikolojisi ile,ya kendini diri diri mezara koyar,yada,çok zorda olsa,dimdik ayakta kalmayı öğrenir...Tıpkı benim gibi....
Şimdi yaşam enerjisini bitirmiş,tüm dul kadınlara sesleniyorum...
Siz,geçmişte hep evli değildiniz...
Bekar olduğunuz günleri hatırlayın..
Kendinize güvendiğiniz,
Geleceğe ümitle baktığınız,
Şen kahkahalar attığınız günleri..
Evli,dul,bekar,terzi,işçi,memur,doktor...
Bunlar,üzerinize sonradan giydiğiniz,
Yada zorla giydirilen sıfatlar..
İnanmıyorsanız,soyununda bakın...
Soyunda aynaya bak,gözlerine..
Sen asıl ordasın..
Toplumun pisliği aynayı kirletmiştir ancak,
Seni değil..
Uzat ellerini
Aynayı silde iyice bak.
Kalk ayağa..
Üzerindeki tozu toprağı silkelede bak..
Önce güven kendine..
Sonrada geleceğe gülümse
Ve...Aynaya bir daha bak(!)
Kayıt Tarihi : 3.8.2011 13:51:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ayşe Karakaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/08/03/yargilariniz-yaftalariniz.jpg)
'kalkanın yeri, ölenin avradı gider' küfür gibi, inciten kanatan parçalayan bir deyim! oldum olası söylendiği yerde kavga çıkarmışımdır... bunu da yazmak istedim... en içten saygılarım ile ...
Şiir akışı anlatımı
düşünürlüğü satır geçişler
takıntısız
mükemmellin üzerinde
bir paylaşım olmuş
benden tam puan kutlarım
TÜM YORUMLAR (22)