Bilinçli ve hesaplı bir yaratılış var.
* İnsan dâhil bütün canlı varlıklar, toprak, su, hava, oksijen, Güneş, ısı, ışık ve besin maddeleri gibi, ortak hayat imkânlarından yararlanarak yaşamak üzere yaratılmışlardır. Elbet gözler, kulaklar, ağız, mide ve bağırsaklar gibi ortak organlara sahip olacaklardı. Bu varlıklar, az çok farklı ortamlara da konmuşlar, farklı
işlevler de yüklenmişlerdir. Bu sebeple, farklı organlara da sahip olmaları, bir o kadar gereklilikti. Su içinde yaşayanların solungaç ve yüzgeçlere, bunlardan karada da yaşayacak olanların ayrıca ciğerlere sahip olmaları; sırf karada yaşayanlara eller, ayaklar ve
ciğerler; havada uçanlara da kanatlar verilmesi gibi.
Yaşayışlarda, işlevlerde, organlarda ve genlerdeki bu düzen, çeşitlilik, ortaklık ve farklılıklar; yaratıcı Allah'ın gücünün, bilgisinin, ilminin, sanatının, becerisinin ve ustalığının göstergesidir.
* Farklı gen toplulukları, birbirinden farklı mükemmel canlı türlerini ortaya çıkarıyor. Gen yapılarının yaratılışı, ayrı bir mükemmellik, ilim ve kudret işidir. Genlerin oluşumu ve muhtelif canlılardaki farklı diziliş ve bileşimleri rastgele olsa idi, ortalık sakat, çarpık, bozuk, işe yaramaz canlılarla dolar taşardı. Mikrop bünyelerinde zamanla zehire direnç oluşması, yeni bir varlığa dönüşme ve evrim değil, bir nevi bünye doygunluğuna ulaşmadır.
* Bazı bitkilerin tohumu, diğer bazılarıyla birleşime imkân verir iken; canlı topluluğunun çoğunluğununki buna imkân vermez.
* Allah, benzer veya benzemez genli de yaratır; isterse hemen veya zamana ve mekâna yayarak da yaratır. Allah’ın yaratışında da çeşitlilik vardır. Onun asıl maksat ve mahiyetini kendisi bilir. Bize de araştırma özelliği vermiştir. Fakat bizimki, bazı konularda, bir noktadan sonra, dini ve ilmi tahminlerden ibaret kalır. Tahminimizi, tartışılmaz kesinlik olarak ileri süremeyiz. Adı bilim de olsa, bazı durumlarda matematiksel kesinlik yoktur.
* Ancak, görünen köy kılavuz istemez. Tekâmül veya evrim, organsaldan çok, davranışsaldır ve yalnız insana hastır. Evrim, tecrübesel, deneyimsel, öğrenimsel ve gelişimseldir; yani bilgide, davranışta, beceride ve ustalıktadır. O da, insan yaratılışta buna
müsait üstün yeteneklerle donatıldığı içindir.
* Yeteneklerini ortaya çıkarıp kullanana, gelişmişliğini elde edene kadar, insanın bir dönem geri ve insansı olması doğaldır. Allah, ilk insanı, o gün için gerekli olduğu kadar bir eğitim ve öğretimden de geçirmiştir.
O halde, düşüncelere karşı saygılı, sabırlı ve temkinli olmalıyız. Daha önce, maymunlar gibi insana benzeyen daha başka varlıkların yaratılıp, sonra yok olmuş olmaları da mümkündür. Hammaddeleri olan toprak aynı da olsa, bazı bedensel sistem benzerlikleri de taşısalar; benzerlik maymunu veya başka bir varlığı insan yapmaz.
* İnsan, daha iyiyi, güzeli ve temizi arayıp bulabilendir. İnsan, düşünen, keşfeden, icat ve imal eden, yapan, üreten ve alet kullanandır. Yani nasıl yaratılmış ve programlanmışsanız, öylesinizdir. Görünen budur.
Ortak gen ve organlara sahip olsa da, onun gibi yese, içse, uyusa, kirletse de; farklı gen ve organlarıyla sığırdan çok başka bir şeydir insan... İnsan, pisliğinin üstünde yatıp kalamaz, oysa sığır kalır.
* Allah'ın gücü, ilkleri ve onların malzemelerini yoktan
yaratmaya yeter. Allah’ın gücü, benzerlikleri sonradan bir araya getirmeye, onlara kattığı farklılıklarla yeni mükemmellikler yaratmaya da yeter. Bunca çeşitli canlı ve cansız varlıklar ve işlevleri; harika tohum çeşitlemeleri; tohuma verilen, türünü sürdürme gücü; tesadüflerin karmaşa ve kaosunu değil, “bilinçli ve hesaplı bir yaratışın” düzenini ve mükemmelliğini ortaya koyar.
* Diğer canlılarla benzerliğimizin ve farklılığımızın sebebi budur. Bilgin bir yaratıcının, birbirinden bağımsız var ettiği eserleriyiz. Zamanla kendiliğinden, tesadüfen başkalaşmış türler değil!
(Bizim Sevgi Bağları 115)
Halil İbrahim Yaman
Kayıt Tarihi : 23.7.2020 21:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Serbest.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!