Yaratıcılığı Öldürmek ya da Geliştirmek

....Dün gece Star TV de Arabistan'da çalışan ve haksınlığa uğrayıp da hakkını aramaya çalışan Hataylı bir vatandaşımızın Cidde Cezaevi'nde yaşadıkları ve oradan gizlice cep telefonuna kaydettiği görüntüler,bir kez daha tüylerimi diken diken etti.
Üç bin kişi bir binada zemin beton.6 kişiye 50 gram yemek.ekmekler küflü ve bir lokma.sadece bir ters bakışta insanlar kafalarından yedikleri darbeyle sersemleyip düşüyorlar.çİnadına tuvalet suyundan içiriyorlar.Ve tuvaletleri açıkta yanlarında.tepsiyle pilav geldi insanlar saldırıyorlar ve her pislik içinde.Bir bu güzel dinimize bakın.Bir bu cezaevinde yaşananlara bakın ve de Laik Türkiye Cumhuriyueti'nin cezaevlerine bakın.Ki ben bizim cezaevlerini bile daha insancıl daha farklı olmasını düşünüyordum.Ve de 'Zindanlar boşalsın'sloganını şimdi duyar gibi oluyorum.Cidde cezaevini gördükten sonra Türkiye cezaevlerinin cennet olduğuna karar verdim.
Bizim ülkemizde din masum duygulara dayandırılmıştır,bu masum duygular da din simsarları tarafından iyice güçsüzleştirilir ve gitgide artık insanımız Allah'ın verdiği aklı bir kenara koyar simsarların her dediği akıl almaz,dinde olmayan her şeye inanırlar.Diyeceğim o ki Arabistan aşığı olan insanlar elde etmişlerdir simsarlar.Simsarlara Arabistan ve İran'dan para geliyor.Bu ülkelerde çöreklenmiş iktidar sahipleri laiklik ve demokrasiyi kendilerine tehlike görerek devranlarının devam etmesi için kendi ülkesinin
insanına tapacağı yatırımı Türkiye ye yapıyor.Kara Çarşaf ve de türban bizim
çizgimiz modamız değil.Bu giysiler Türk değil.Niye yaygınlaşıyor Türkiye'de.Arabistan kralı ve İran Molları rahat etsin diye!
Ancak gerçek dünya böyle değil.Gerçek dünya da insanların birey olmasına çalışılıyor.Biz de birey olma çalışmaları Rahmetli Mustafa Kemal Atatürk sayesinde başladı.Ama aşamalar bir yerde durdu(Gelişeceğine) ve de gerilemeye başladı.Niye Arabistan ve İran yöneticilşeri rahat etsin diye.Dahası da Türkiye deki işsizlik tarikatlarda verilen yurt ve yemek hizmeti
ne insanlarınızı yöneltti.Temel neden ekonomi.
Sorun şu Bir aziz dinin cezaevi böyle mi olmalı? Dinin suçu var mı? Asla.Onu yozlaştıranlarda suç.Artık yozlaşan din islam dini değildir.Sadece İslamın adını kullanan insanların yaptığı bazı davranışları İslam' benzeyen özde İslam olmayan hırs,kin ve intikam,sevgisizlik ve saygısızlık olan bir din.Bu çizgiyi iyi ayırmak lazım.Gerçek İslam a saygı duymak lazım.Sahte dine asla pirim vermemk lazım.
Gerçek dünyada ülkeler birbirleriyle yarışıyor.Değmez dünya malına dese
niz de yarışıyor.Biz yarışan ülke olmak istemiyoruz.Yani emperyalist,gözü doymayan,sömürdükçe sömüren bir ülke anlayışı yok.'Yurtta sulh cihanda suılh' sözü.Dünay nimetleri herkese yeter kavgaya gerek yok,anlamındadır.Sevgi ve saygı vardır bu sözde.
İnsan beyni bir çiçekten daha da hassastıır.Ve yaratanımız bizi beynimizle sorgulayacak.Akıl hastalarından hesap sormayacak.Neden,beyinleri sayrılı.
Sağlıklı düşünce,mantık yok.Yüce rabbimiz bilinci açık insanlardan dininin uygulanmasını istiyor.Öyleyse din ve inançta beyin birinci planda duygu(kalp) ikinci plandadır.Çünkü duyguyu hurafeler kandırabiliyor ama aklı asla.Bir İnsan aklen dinini biliyorsa yanlışlara kapalıdır.Tarikat liderleri müritlerine abdest suyu içiremez.Tarikat lideri de olmaz,mürit de.Ve zaten yoktur bizim dinimizde bunlar.
Aklen inanmaya çalışan dini en ayrıntılarına kadar anlamaya çalışacaktır.
Anlaşılan din tüm güzelliklerini insan yaşamına sergileyecektir.Sakallı, cüppeli insanlar Asr-ı sadetten bahsederler.Oysa içlerindeki sevgisizlik Asr-ı sadet yaşamına izin vermez halbu ki.Hepsi şekil,hepsi sahte.Hz.Ömer zamanında bir müslüman camide Allah için ağlar.Hz.Ömer gayet kesin ifadeyle kalk evine git.Herkesin önünde ağlanmaz.Dinde böyle bir şey yoktur.Şimdi Fethullah Gülen'in camilerdeki vaizleri
ne bakın tamamen dine uymuyor.Bunu kendisi bilmiyor mu? Biliyor.Neden yapıyor? Siz cevaplayın...
İslam dini beynin yaratıcılığına karşı değildir.İlim Çin de de olsa gidiniz sözü akla verilen önemdir.İlim akılla olur.Gelelim insan beyni nasıl yaratıcı olura:
Evlenecek olan bay ve bayanlar en az altı ay evlilik,çocuk yetiştirme ve cinsellik hakkında bir eğitim sürecinden geçirilmeli.Kolay değil siz bir kurum kuruyorsunuz,ekonomisi olan,birlikteliği olan,ve de en önemlisi bir beyin geliştireceksiniz.Bu eğitimden sonra insanlar eş seçimine geçerler.
İşte işin püf noktası burada.Bir beyin ilk aileden çok etkilenir.Orada şekillenir.Aile bilmeden ne büyük zararlar verir beyne.Ama bilinçli aile zarar vermez aksine katkıda bulunur.İşte her beyin numune ve özel olduğu için aile öyle 10 tane çocuk yapayım diye düşünmeyecek.Beynin son derece özen isteyen bir çiçekten daha hassas olduğunu anlayan aile bakabileceği kadar
çocuk yapacak.Şimdi bir toplumda böylesi evlilik öncesi bir eğitimin olduğunu düşünün isabetli eş seçimi olacak.Belli uygun bir yaşta evlenilecek.
Yine kadın ve erkeğin üreme bakımından en elverişli döneminde hamile kalınacak ki sağlıklı beyin doğsun.Bunların hepsi akılla bilimle olacak işler.Yalnız bilme gönül veren insanlar daha çok insancıl oluyor.Şu ana kadar okuduğum kitaplardan hiç biri şu şu kötülükleri yap demedi bana.Yaklaşık 19 sene öğrenciliğim oldu.Bir satır dahi kötülük yazan bir kitap görmedim.Zaten okuyan insanlar, özel durumları olanların haricinde, insancıl olurlar.Burada biraz tartışma başlatmak isteyebilirsiniz,okumuşlar üzerine.Hemen şunu diyeyim bir defa geleneklerine sıkı sıkıya bağlı bir toplum bilimi kolayca hazmedemiyor.Şöyle ki bir profesör bile olsanız toplumdaki belli davranış kalıplarından insanlara yaklaşım anlayışınızdan vazgeçemiyorsunuz.Dolayısıyla bazı konularda bilimsel düşünürken bazı konularda bilimsel olamıyorsunuz.Sebebi açık.Aile.Küçüklükten geldiğiniz ailede ilk verilen bilgiler,insanlık anlayışı vs. Ha demek ki aileyi temelinden bilime oturtursanız bilimsel beyin elde etmeniz mümkün.
Beyne saygısı olan insan sevgi ve saygı,hoşgörülü olacaktır.Asla kavgayı seçmeyecektir.O beyin ki bir yumruk vurursam milyonlarca hücresi ölebilir benim bunu yapmaya hakkım var mı? Şimdi bunu dinimizdeki kul hakkıyla birleştirin.İşte Akli olarak dine vardığımızda orada gerçek dini duygular ama temizinden,bilimselinden doğacaktır.
Türkiye yediden yetmişe bilimle yıkanmalıdır,başka yolu yok.

Delta S X
04 Ekim 2006