Sen diye,
Senin için kendini feda eden, dilde kalan ağıtların peşrevinde kirpik kirpik yaramdan gözyaşı dökülür
Kollarında oldu ne olduysa
Karanlık kaldı gözbebeğinin yanında aydınlık.
Bölündü gündüzüm,
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Harika
Teşekkürler
Sevgilinin gözünün karası kadar karanlık ,beyazı kadar aydınlanan sevenin kalbi ,hep bir araf kalışla , ölüm kalım arasında gidip gelmekte...Her defasında sarılamayan yarasa ağıtlar düzer kendine bu geliş gidişlerle...
Düşündürücü ,derin anlam içerikli bir şiir ...Tebrik ediyorum Ömer Hocam saygı ve selamlarımla...
Sarılamayan yarasa ağıtlar...
Varolun Sayın Tahtalı.
Mutlu kalın
Ne naif cümleler.
Teşekkür ederim Azize
Yara üşür elbet yaşadığımızı hissettiğimizi anlarız ölüme an kadar uzak an kadar yakınlığımızla birlikte
Kutlarım sorgulatan dizelerdi Ömer bey
.
.
İşte bu...
Her an yaşam ve ölüm.
Ta kendisi.
Varol Sahra.
Kutlarım
Üşüyen ruhun yarası hep sıcak kalır,şefkatle sarılmadıkça.....
KutluYorum Sayın Duru...
Azize
Ne naif ifadeler..
Varolun Teşekkürler
Üşümek yaşamaktır..
Farkına varmaktır doğal şartların..
Uyumun ya da uyumsuzluğun fiziki anlamda dışa vurumudur...
Kısaca...
Dışarıdan bakınca yara;
Enfeksiyona maruz kalmış
Açılmakla birlikte ihmal edilmiş...
Anlaşılamamış
Zamanında "sarıp sarmalanmamış..."
Bir de "ruhsal" yanı var ki..
Onun ilacı sadece sevgidir... İlgidir.. Ruhsal doyumdur...
Ne kadar uzaksa o ilacın kaynağı, yara o kadar derinleşir, üşümek doğal bir sonuçtur artık...
Şiirin, kendi mantığı böyle bence..
Şimdi o yara "fiziksel/maddi/tensel" nedenlerden mi, yoksa ruhsal/tinsel nedenlerden mi azmış, enfekte olmuş, düşünmeli...
Bunu da satır aralarında görmek mümkün..Ama yorumu okuyucuyu aşar....
Şaire bırakılmalı gerisi......
Tebrikler Ömer Bey, Kardeşim..
Hay Allah
İyi ki varsınız Sayın Hocam iyi ki.
Ne anlatmışsanız hepsi geçti yazarken, her okuyan kendi hevesine alsın payını diye...
Olağanüstü izahat.
Varolun
Tebrik ederim kaleminiz daim olsun
Eyvallah.
Varolun
Duygu seli yürek sesin daim daim olsun arkadaşım..
Yüreğine sağlık..
Sağolun üstadım
Ömer bey, yine felsefe donanımlı şiiriniz!
Düşündüren dizeleriniz Şair Karin Boye'nin şü sözlerini anımsattı bana:
"Mutluluk ve mutsuzluk yoktur. Sadece yaşam ve ölüm vardır." (kendi çevirim).
Acaba diyorum, biz insanların hayata tutunmak, yaşama anlam kazandırmak için imgelediği bir olgu mudur mutluluk? Zira "mutlu" olma çabası aynı zamanda aşk ile ilintilidir... ki ölüm de aşka tezatlık teşkil eder; öyle algılanabilir...
Şiirinize konu olan "ortak nokta" ya Boye'nin felsefesiyle bakacak olursak nasıl bir "nokta"ya varırız diye merak ediyorum...
Güzeldi ve düşündüren kaleminiz devamlı olsun.
Saygı ve selamlarımla kutladım.
Mutluluk ruhun doyumudur.
Neden derseniz Azize,
Evren manyetik rezonans ve elektrikle çalışıyor. Yani atomlardan oluşuyor. Atom da quarktan. Daha da ötesi ışık ve fotondan
Düşünün atomlarımıza ayrılınca madde de herşey aynı olacak ...
Yani odun, taş ve insan aynı fark ruh ta.
Ruh anlaşırsa beğenirse adı aşk oluyor.
Bu aşk 'ta karşı bedeni değil sadece,
Yaşam, doğa, hayvan vs sevmek aşktır.
Ölüm neresinde peki?
Herşey madde ise ölüm ve aşk ruhta oluyorsa ortak noktamız mutlulukta ruhta oluyor... (Hepsi araştırmam ve kendi notum)
...
Sayenizde Karin hanımı tekrar romancı olarak hatırladım.
Öğrenciyken Orwel in "1984" e benzer kitabı kaldı aklımda...
Yıllar önceye götürdünüz vesselam.
Çok teşekkür ederim. Beynim çalıştı notunuzla.
Varolun Azize
Güzel siir usta kalem kutluyorum canı gönülden
Eyvallah
Sağolun
Emeğinize yüreğinize saglık
Varol Aziza
Teşekkürler
Bu şiir ile ilgili 34 tane yorum bulunmakta